tag:blogger.com,1999:blog-34014018507909764262024-03-04T22:31:18.811-08:00İlker Cihan Biner | Lignesİlker C. Binerhttp://www.blogger.com/profile/13679879014355080032noreply@blogger.comBlogger10125tag:blogger.com,1999:blog-3401401850790976426.post-72828154840522620632022-10-21T02:02:00.004-07:002022-12-09T11:31:00.452-08:00Meram<p> <b><span style="font-size: 12pt; line-height: 17.12px;"><span style="font-family: times;">MERAM</span></span></b></p><p class="MsoNormal"><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 17.12px; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";"><span style="font-family: times;">0. “Hayata nasıl sanatsal biçim verilir?”*<br /></span></span></b></p><p class="MsoNormal"><span style="font-family: times;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 17.12px; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";"><span>Bu yazı bugüne kadar kaleme aldığım en zor yazılardan biri olabilir. Çünkü yaşadığım birkaç olay yazmama engel oluyordu. Toparlanmak iyice imkansızlaşmışken ipleri yeniden ele almam gerektiğini hissettim.<br />İnsan ayağa kalkmaktan korkmamalı. Zayıf olduğunu düşündüğü noktaları tek tek tespit edebilmeli. Okunu tam da o cılızlaşan yerlerine atmalı.<br />Kolay süreçlerden bahsetmiyorum. Bedene yapışan yaralar kimi zaman yağ lekesi gibi büyüyüp nefessiz bırakır.<br />Yaklaşık üç sene önce kaybettiğim dostum Mert'in bir cümlesi hiç aklımdan çıkmaz: ‘Eskiden söküklerimi yamayla kapatırdım. Zamanla bu yamaların boş olduğunu anladım. Zevkle ve tiksintiyle söküklerime dokunmak haz veriyor.’<br />Mert bu cümleleri ölmeden iki ay önce bana yazdığında neye uğradığımı şaşırmıştım. Üzülmüştüm. Sanki Mert bir şeylerin haberini verir gibiydi. Bu durum üzerine sıkça konuşurduk. Elbette dostumla yaşadıklarımın detaylarına girmeyeceğim. Fakat hayata dair her zaman şunu düşünürüm: Travmatik olayların izlerine tekrar bakabilmek insanda başka türlü bir karanlığa kapı açma riski taşır. Oysa boğucu, kederli duygular kapımızda belirdiğinde insan kaçıp gitmeyi bilebilmeli.<br />Peki nasıl ve nereye kaçmalı?<br /><br /><b>1. “Heykellerimi gökyüzüne karşı diktim bile.” *<br /></b><br />Babam hukuk fakültesine gitmeme karar verdiğinde bir boşluk hissine kapıldığımı hatırlıyorum. Avukat olmak zorundaydım. Kaçacak yerim yoktu.<br />Kendimi çaresiz hissetmiştim. Paralı bir okulda hukuk eğitimi almak kimisine göre şans iken benim kabusum oldu.<br />Babam üniversiteye gitmeden önce bana şöyle demişti: ‘Avukat ol. Ben savcı olmanı isterim. Belediye başkanı, kaymakam bile savcının odasına girerken ceketini ilikler.’<br />Artık babamın rüyalarına yakalanmıştım. Onun bana çizdiği çerçevede kalmam gerekti. Kıbrıs'a adım attığım o günü hiç unutamam. İçimde bir şeylerin kaynadığını anımsıyorum. Bürokratik, aynı zamanda sınıfsal bir konuma sahip ve ataerkil düzenlemelerle yoğrulmuş hukuk dünyasının çukuru bana göre değildi.<br />Yanlış anlaşılmasın. Mutlak doğrunun temsilcisi değilim. Kendimin merkezde olduğu bir dünyadan söz etmiyorum. Kahraman olmaktan da hiç haz etmem.<br />İnsan kendi yaşamının çerçevesini değiştirirken hatalar yapar. Tıkanıklıklar yaşar. Bir kaos havası her zaman kaçınılmazdır.<br />Yanlış yapmaktan korkmadığım gibi aile içinde adaletsizliğe maruz kaldığımı hissettiğim için babamın lider konumunu, milliyetçi politik duruşunu sürekli sorgulamak kendi yaşamımda ciddi değişimlere yol açtı. Üniversite yıllarında ulusalcı, siyasal İslamcı politik konumlara saldırmaktan hiç korkmadım. Devletin kutsallığı veya vatanın, milletin bölünmez bütünlüğü gibi klişeleri uzun süreler sorgulamaktan çekinmedim. </span></span><span style="font-size: 12pt; line-height: 17.12px;"><span style="font-size: 12pt;">Yaşadığım coğrafyada kimsenin askeri olmayacağımı biliyordum. Babamla olan kavgada güçlendiğimi hissetmek bana iyi gelmişti. </span></span><span style="font-size: 12pt;">Fakat yaşadığım dünya babamdan ibaret değildi. Bazı arkadaşlarımın vicdani ret davalarına katıldığımda bunu net olarak hissetmiştim. Hrant Dink'in ölümüyle beraber devletin iktidar ağının babamın beni yaktığından daha şiddetli olduğunu gördüm. </span><span style="font-size: 12pt;">O dönemler hayatta kendi konumumu sorgulamak, durduğum yeri tartmak açısından olduğu kadar başkalarının cehennem olduğu konusunda beni etkileyen</span><span style="font-size: 12pt;"> </span><span style="font-size: 12pt;">Sartre gözümde peygamber gibiydi. </span><span style="font-size: 12pt;">Tüm bunların sonucunda özgürlüğü sert, çatışmalı ve ötekiler diyebileceğim dışlanmış grupların, oluşumların kurtuluşuna bağlı olduğunu görürdüm. Babamla olan ilişkimde de yabancılaşmıştım. Onu geride bırakmak, çatışmalarımı unutmayı beraberinde getirdi. Kendimi güçlü hissediyor ve babamın yüzeyselliğini görüyordum. </span><span style="font-size: 12pt;">Yalnız siyasal çatışmaların ortasında başka şeylerin beni yiyip bitirdiğini fark ettim. Kıbrıs'a adım attığım o ilk gün içim nasıl kaynadıysa bedenimde oluşan o kazan daha sert yanmaya devam ediyordu. Bu sefer başka şeyleri hesaba katmayı unutmuştum. Var olan politik meselelerle kavga etmek bana zarar vermeye başladı. </span><span style="font-size: 12pt;">Evet, kaçıp gitmiştim. İskenderun'dan Kıbrıs'a giden o çocuk artık arkada kalmıştı. Ama yolun nereye gittiği konusunda endişelerim devam ediyordu.</span></span></p><p class="MsoNormal"><span style="font-family: times;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 17.12px; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";"><span>O soru gene yanı başımdaydı: Neredeydim?<br /><br /><b>2</b>. “<b>Hayatı ve ölümü, aklı ve deliliği vermek istiyorum, onu işlerken görmek istiyorum, en yoğun haliyle.”*<br /></b><br />‘Politika nasıl yazılır?’ sorusu uzun süre kafamı meşgul etti.<br />Bilhassa siyasete dair iki sual etrafında çok dolaştım: Okuduklarımı, deneyimlerimi yazıya mı aktaracağım? Yoksa insanları dönüştürmek için özel bir dil mi kurmam lazım?<br />Çünkü uzun bir zaman dünyanın nasıl değişmesi gerektiğiyle ilgilendim. Avukatlığı bırakmak an meselesiyken zihnimde başka bir soru belirdi: Yazı hayat kurtarır mı?<br />Yaşamla ilgili sorgulamalarımda sürekli düğüm atmaktan çok yorulmuştum. Hafızamda sürekli ışıldayan bazı anlar vardı. Ancak onların hep geçici olduğunu düşünürdüm.<br />Özellikle bir atölye çalışması için Roma ve Floransa'da kaldığımda oralarda yaşadığım sıçrama anlarını unutamam.<br />O parıltılı süreçleri çocukluğumdan beri ara ara yaşardım ama bu kez fazla yoğun hissetmeye başlamıştım. İzlediğim operalardan kimi sahneler, Michalengelo eserleriyle uzun soluklu ilişkim, Pasolini’ nin doğduğu, büyüdüğü yerlerde gezmek bende büyülü şeylere yol açtı. Uzun zaman yaşadığım bu aydınlanmaya anlam veremedim. Israrla dünyanın kurtuluşu fikrinde çakılı kaldım. Hatta bir dönem yazının sadece karanlıkta kalmış krizleri aydınlatan araç olduğunu düşündüğüm zamanlar bile oldu.<br />Sonunda sanat yazmaya karar verdiğimde kaleme aldığım metinlerle beraber değiştiğimi fark ettim. Yaşamımın sahnesi başkalaşıyor ve makro siyasetten arta kalan hınç politikası yerini daha esrik, tutkulu yazma sürecine bırakıyordu.<br />O halde yazma eyleminde görünmez/görünemez, duyulmaz/duyulamaz olanı kaydetme, tartışma ya da parlatma pratiğiyle düşünme alanları açan başka türlü bir politika var. </span></span><span style="font-size: 12pt;">Oluşan çatlaklardan sızan dinamikler farklılaşmayı müjdelerken yazının yüzeyi ihlal ve değişim eylemlerinin gerçekleştiği bir piste dönüşür. </span><span style="font-size: 12pt;">Roma ve Floransa'da anlam veremediğim o coşkunluk hâlleri aslında var olan benliğimin değişiminin sinyalleriymiş. </span><span style="font-size: 12pt;">Böylelikle içimde beliren o kaynar kazanların dinmesi, katı duvarların erimeye başlaması tesadüf olmasa gerek. </span><span style="font-size: 12pt;">Kimine göre bu durum içe dönüş olarak görülebilir. Eğer öyleyse katılmadığımı söylemem lazım. <br /></span><span style="font-size: 12pt;">‘Bir ben var benden içeri’ anlayışını sorunlu bulurum. Sanki benliğin içinde saklanan bir öz varmışçasına bedeni sabit tutar. </span><span style="font-size: 12pt;">Oysa mücadelemin gelişimi tam da benliğimi silmeyle bağlantılı. Evet, yanlış okumadınız. Kendimle karşılaşmam benliğimi bükerek gelişti. </span><span style="font-size: 12pt;">Dayatılanı yırtmak, kıvırmak ve ona bakmak bir mesele olsa da kendilik estetiğinin gelişimi için kıymetli. Fikir dediğimiz güç kendi içimizde açarken kıvrılır, büyür ve gelişir. Et parçası olan beden değişimlerle yol alır. </span><span style="font-size: 12pt;">Yani benlik dediğim an kendimi sabitleme riskini taşımış olurum. Üstelik kitlelerin afyonu olarak gördüğüm kişisel gelişim iktidarından da kaçınmak lazım. </span><span style="font-size: 12pt;">Varlığı bir yerde köklemeden her daim oluş halinde tutmaktan söz ediyorum. Bunun için mücadele etmek gerek. Dünya göründüğünden hep daha fazlası. Bu gelişim hâli her yıldızlara bakışımda daha da derinleşirken kendimi bir dalga olarak hayal edebilmemi de sağlıyor. Kendi bedenimin bu titreşiminin kıvrımları ise köşeme “kıvrım” adını vermemi sağladı. </span><span style="font-size: 12pt;">Köşemde bazen başladığım yazı dizilerini bitiremedim. İster istemez güvencesiz çalışmanın krizlerini de yaşadım. Yine de devam etmenin gücü ellerimde. </span><span style="font-size: 12pt;">Belleğimin kıvrımlarını devreye sokuyor ve yaşamımdan bazı kesitleri aktarmaya gayret ediyorum. Kendimi bükmeye, katlamaya ve yaşamla başka türlü bağlantılar kurmak için devam ediyorum.</span></span></p><span style="font-size: 12pt; line-height: 17.12px;"><span style="font-family: times;">Kıvrım kıvrıldıkça büyüyecek, açılacak, saçılacak ve etkileyecek.<br />Hey okuyucu! Burada mısın?<br /><br />*Virginia Woolf-Bir Yazarın Günlüğü/İletişim Yayınları (Çevirmen: Fatih Özgüven)<br /><br />Bu yazı Art Unlimited'taki 'Kıvrım' adlı köşemde yayınlandı. (Temmuz/Ağustos 2021 sayısı)</span></span><div><span style="font-family: times;"><br /></span></div><div><span style="font-family: times;"><a href="http://ilkercihanbiner.blogspot.com/2021/07/meram">http://ilkercihanbiner.blogspot.com/2021/07/meram</a></span></div><div><span style="font-family: times;"><br /></span></div><div><span style="font-family: times;">#artunlimited #kıvrım #güncelsanat #ilkercihanbiner<br /></span><div><span style="font-size: 12pt; line-height: 17.12px;"><span style="font-family: times;"><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /></span></span></div></div>İlker C. Binerhttp://www.blogger.com/profile/13679879014355080032noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3401401850790976426.post-7818106523796307032021-09-13T00:33:00.007-07:002023-05-25T22:33:50.903-07:00Rüyalar, serbest radikaller ve fazlası <p></p> <span style="font-size: 12pt; font-weight: 700; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">1.</span></span><p></p><span id="docs-internal-guid-a69c66e2-7fff-7ee3-8b29-e0ca32690780"><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">Bir rüya gördüm. <br /></span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">İstiklâl Caddesi’nde kalabalığın arasında Can vardı. Bağırmak istedim ama sesimin çıkmadığını hissettim. Can hızla yürümeye devam etti ve kalabalığın içinde kayboldu. O an “Can sesimi duymadı,” diye endişeye kapıldım. Güneşli bir havaydı. Galatasaray Lisesi’nin biraz yukarısında, Çin Büfe’nin köşesinde, düştüğümü fark ettim. </span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">Sürekli “Ne oluyor bana?” dediğimi hatırlıyorum. Cihan'ı aramak istedim. Arayamadım. Elim bir türlü telefona gidemiyordu. Tüm o kalabalıkta çıplak olduğumu hissettim. Öylesine utandım ki; kaçacak yer bulamadım. </span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">Korku hissiyle gözümü bir anda açtığımda karşımda duran yatakta köpeklerim Maya ve Mina uyuyordu. Biraz kalp çarpıntısı, ayak titremesiyle yataktan kalkmaya çabaladım. Sabahları onları tuvalet ihtiyaçları için evden dışarı çıkarırım. Onlar da bunu iyi bildikleri için hemen ayaklandılar. Kalktım. Yüzümü yıkadım. Yine bir gün başlamıştı. Maya’yı ve Mina’yı gezdirirken hep şu soruyu düşündüm: Ben yalnız mıyım? </span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">Gündelik yaşantımda yer yer aklıma gelen bu sualin gördüğüm rüyayla yeniden gündeme geldiğini düşündüm. Annemin kanserle mücadelesi, evin içindeki sorumluluklarım, yazı yetiştirme telaşı, sosyal medya polemikleri ya da memleketin yorucu gündemi derken odamın içinde kedere kapılabiliyorum. Bu duygu hali benim yolumu tıkarken ısrarla yalnız olduğum duygusunu bana dayatmaya kalkışıyor. </span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-family: times;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">Öte yandan yaşadığım üzüntülerin, içinde boğulduğum bir başınalığımın bana rüyada nasıl gözüktüğü meselesini ilginç buluyorum. Kimisi bana “arkan açık yatmışsın,” diyebilir. Nitekim böyle bir anlayış var. Hatta rüyaları belli temsillerle yorumlayan dini görüşler de söz konusu. </span><span style="font-size: 12pt; font-style: italic; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">Rüya Tabirleri</span><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"> adlı </span><span style="font-size: 12pt; font-style: italic; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">web</span><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"> sitesinde halk arasında çıplak kalmanın ayıpları gizlemekle ilişkili olduğu yazılmış. </span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-family: times;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">Başka bir saha daha var. Örneğin Freud’un </span><span style="font-size: 12pt; font-style: italic; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">Düşlerin Yorumu</span><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"> adlı kitabından yola çıkarak kendi rüyamın analizine girmeyeceğim. Belli kriterler ışığında kendi hayatımı analiz etmek istemiyorum. Bu bana indirgeyici geliyor. Dev bir Freud şemasına ihtiyacım yok. Amacım Freud’u küçümsemek değil. Gerçekle düş bağlantılarının derinlerine inerken daha başka düşünce denemeleri yapma arzum var. Çünkü rüyaların esrarengiz bir akışı var. Kaotik olay örgüleri, nesnelerin alışılmadık biçimleri… Rüyalar ayrıca hep görünme gibi bir özelliğe sahip. Hammaddesi yalnızca o rüyayı görenle ilişkili. Walter Benjamin bunların tam olarak aktarımı için uyanır uyanmaz aç karna yazılması gerektiğinden bahseder.* </span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">Ama bir zamanlar düşlere dair daha farklı bir bakış açısına sahiptim. Yakın dostum Mert’in ölümünden sonra üstüme sürekli uyuma hissi çökerdi. Gündelik hayat bana zor geldiği için rüyalara kaçmanın ilginç bir deneyim olabileceğini düşünürdüm. Uyandıktan sonra da gördüklerimi ele alıp onları yazma planları yapardım. Gerçeküstücü bir kurgu isteğiyle yanıp tutuşurdum. </span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">Bu süreç bir yıl kadar sürdü. Rüya ve zaman ilişkisine dair okumalar yaparak ufkumu açmaya gayret ettim. Biraz kendimi zorlayarak öncelikle bu ikilinin birbiriyle nasıl dans ettiğinden bahsetmem lazım.</span></span></p><span style="font-family: times;"><br /></span><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-family: times;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; font-weight: 700; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">2.</span><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"> </span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-family: times;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">Masamda yazı yazıyorum. Üzerimde tuhaf bir gerginlik hissediyorum. Odamın kapısı açık. Hafif sıcak bir rüzgâr esiyor. Maya yerde uyuyor. Yarın annemin tedavisi var. Kan değerlerinin nasıl çıkacağını merak ediyorum. Bu yazıyı yarına kadar bitirmem gerek. Arkada Philip Glass’ın </span><span style="font-size: 12pt; font-style: italic; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">The Orphee Suite </span><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">albümü çalıyor. Yazarken kendime minimal şeyler dinlemenin endişelerimi azalttığını söylüyorum.</span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">Tüm bu karmaşayı bir anda ortalığa dökerken “Benim şimdim bu mu?” gibi bir soruyu soruyorum. </span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">Kaotik bir meseleden bahsettiğimin farkındayım. Lâkin oku biraz daha uzağa atmayı deneyeceğim.</span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">Einstein olayların aynı anda oluşma manasında eş zamanlı olduğu görüşünü reddederek Newton’ı eleştirir. Evrende zamanı belirleyen sabit bir saatin olmadığını söyler. Nedensel süreçler denilen bir etki ağından bahseder. </span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">İşte “benim şimdim bu mu?” diye sorarken tam da Einstein’ın söylediklerini gündelik anlayışıma uyguluyorum. Şimdi dediğim şey çizgisel bir zaman akışında tek bir nokta değil. Aksine etkileşim ağı. Diğer bir deyişle bedenim etki ağına sahip. Sesler, görüntüler, kelimeler… Bunlar tek bir andan fazlasıyla ilişkili. Çünkü bedenimin mümkün kıldığı deneyimlerin ta kendisiyim. Dünyayla göreli bir ilişki kuruyorum. Geçmişimle şimdi ayrı olmamakla beraber birbirine karışabiliyor. Odamda hem zaman hem de mekâna yayılan deneyim saham var. </span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">Etki ağı yalnızca tüm bunlardan ibaret olamaz. Mesela odamın kapısının açık olmasını ele alayım. Bu görüntü görsel deneyimimin bir parçası. Kapının açık olduğunu gördüm. Bu durum yalnızca görme korteksiyle sonlanmaz. </span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">Beyin dış dünyadaki olayların etkilerini adeta arka planda fırtına varmışçasına biriktirmekle birlikte milyarlarca nöron, trilyonlarca sinapsıyla ne biriktiyse onları döndürür, durur. </span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">Hatta beyin o fırtınada etkiyi başlatan bir modem kutusu gibidir. </span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">Bahsettiklerimle rüyaların ne ilişkisi olabilir? </span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">Bu fragmanda kullandığım anahtar iki kelime olan deneyim ve etkinin sadece uyanıklıkla ilişkisinin olduğunu söyleyemem. Tam aksine rüyalarda da geçerlidirler. </span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">Uyandığımda gördüklerimden dolayı hissettiğim kalp çarpıntısından daha fazla gerçek olan ne olabilir? Can’ın yakınım ya da Cihan'ın her derdime koşan dostum olması bahsettiğim fırtına misali etki ağı değil mi? Onlarla sık sık görüştüğüm gerçeği ortada.</span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">Sadece uyku deneyimlerin akışını yavaşlatır. Bu durum rüyalarda sahne değişikliklerine sebep olur. Her rüyanın farklı bir zamanı var. İlk fragmanda nesnelerin alışılmadık biçimleri, kaotik olay örgüleri derken tam da işaret ettiğim şeye geldim. Türlü potansiyellikler taşıyan gerçek-düş arasındaki bu geçişlilikten yazı çıkarmamın farklı bir deneyim olabileceğini düşündüm. Bir rüyayı anlatmak içsel deneyimi anlatmaktan çok daha fazlası. Peki bu yazıda nasıl devam etmeli?</span></span></p><span style="font-family: times;"><br /><br /></span><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; font-weight: 700; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">3.</span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-family: times;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">Serbest radikaller</span><span style="background-color: white; font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; font-weight: 700; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">,</span><span style="background-color: white; font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"> bedendeki kimyasal süreçlerle ilişkili. Biraz daha teknik ifadeyle, makro besinleri (karbonhidratları, yağları, proteinleri) enerjiye dönüştürdüğü parçalanma sırasında ortaya çıkabilen atıklardır. Bedenin işleyişi olduğu için yaşam boyunca serbest radikaller hep vardır. Hatta etkisiz hale getirilmediklerinde kontrol edilemez halde çoğalır ve hücrelere, dolayısıyla organlara zarar verir. </span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">Yazılarımı yazarken krizlerimi de doğrudan aktarmaya özen gösteriyorum. Beni sekteye uğratan her ne varsa oraya eğilmek, üzerinde çalışmak ve onu bir nevi kıvırmak mücadelemi güçlü kılıyor. Acılarımdan, kederlerimden, başarısızlıklarımdan neler çıkaracağım meselesi oldukça önemli. </span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">Serbest radikaller diyebileceğim zehirleri kaygı, acı, keder olarak düşünüyorum. Bir nevî pharmakon. Krizlerim hem zehrim hem ilacım. Bunları aynı anda birbirine uyumlu görmek yaratıcılığa kapı açıyor. Serbest radikallerin kuvveti yıkıma uğradığım ya da ondan geride kalan zamanlarımda benim yanımda. </span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">Rüyamda kaygılı olduğumu, yere düştüğümü ve yalnızlığımı görmem bu açıdan önemli. Bir sınırı yeniden biçimlendirip kaleme aldım. Etki ağımı en ince ayrıntılarıyla görünür kılmaya özen gösterdim. </span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">Yaşamla başka bir türlü bağlantı kurdum ya da bu kaosu estetik bir güce çevirdim diyebilir miyim?</span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: times;">Sorunun cevabına dair şunları söyleyebilirim: Yazarken kendi kişiselliğimi kolektif hale getiriyorum. Sonunda yalnız olmadığım ortaya çıkıyor. Kaleme aldığım bu yazı okuyanlar için bir armağan. Metnimden neler çıkacağı okuyanların duygu dünyalarıyla ilişki. </span></span></p><span style="font-family: times;"><br /></span><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-family: times;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">*Theodore W. Adorno, </span><span style="background-color: white; font-size: 12pt; font-style: italic; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">Rüya Kayıtları</span><span style="background-color: white; font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">, Yapı Kredi Yayınları, 2008, Çeviri: Şeyda Öztürk </span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="background-color: white; font-family: times; font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">Sayfa: 68 </span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-family: times;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><br /></span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-family: times;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><i>Bu yazı Art Unlimited'taki Kıvrım adlı köşemde yayınlanmıştır. (Eylül-Ekim 2021 sayısı)</i></span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-family: times;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><i><br /></i></span></span></p><p dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;"><span style="font-family: times;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><i>#artunlimited #kıvrım #güncelsanat #ilkercihanbiner </i></span></span></p><div><span style="font-family: times;"><i><br /></i></span><span style="background-color: white; font-size: 12pt; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><br /></span></div></span>İlker C. Binerhttp://www.blogger.com/profile/13679879014355080032noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3401401850790976426.post-89198651379916808472020-06-12T23:03:00.003-07:002022-06-07T04:57:29.224-07:00Yıkıcı Tutku<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhOkfZCDHW3CAnW6eMsSPn21JDIEAaChwDlKiH5b_KYGOhrTkYXR5r1K6qKIYJo7k0WcIcgII-vmprdkgip9zbm4uPUiqHWys_GVlZVQ1aIBC2zEMUCIZJn8GhdWBmbpbVDGs3okun5RRo/s1600/20200613_085430.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="891" data-original-width="720" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhOkfZCDHW3CAnW6eMsSPn21JDIEAaChwDlKiH5b_KYGOhrTkYXR5r1K6qKIYJo7k0WcIcgII-vmprdkgip9zbm4uPUiqHWys_GVlZVQ1aIBC2zEMUCIZJn8GhdWBmbpbVDGs3okun5RRo/s320/20200613_085430.jpg" width="258" /></a> </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
(Koral Sagular'ın fotoğrafı Can Büyükkalkan)</div>
<br />
(Vogue Türkiye-Aralık 2019/Ocak 2020)<br />
<br />
Adını Şecaattin Tanyerli’nin rumbasından alan “Alev Ruhu Sarıyor, Geliyor Kalbe Yakın”, gündelik yaşamda sık sık karşılaştığımız şiddet döngüsüne ve nefret cinayetlerine gönderme yapıyor. “Hepimizi ilgilendiren, kelimenin tam anlamıyla kanayan bir yarayı görünür kılmayı amaçladım” diyor tasarımcı Koral Sagular. “Romantik bir yanı yok, hatta bu kez kullandığım dizeler daha yıkıcı ve eleştirel geliyor kulağa. Çünkü farkındalığı yok eden, olanları normalleştiren tutum, cinayetleri, suçları içimize işliyor aslında. Gündelik hayatımızın bir parçası haline getirmeye çalışıyor ne yazık ki.”<br />
İstanbul Bilgi Üniversitesi Moda Tasarımı mezunu Sagular’ın son koleksiyonu, Violet Chachki’yle olan işbirliği üzerinden de konuşuluyor. RuPaul’s Drag Race programının yedinci sezonunun birincisi olan Chachki, Instagram üzerinden Koral Sagular’a ulaşarak tasarımlarını çok beğendiğini söylüyor ve bu kısa mesaj, birlikte bir koleksiyon çekimi yapmaya dek uzanıyor. Viktor Herak tarafından çekilen bu fotoğraflar, Sagular’ın koleksiyonda vurguladığı Hande Kader’in acı hikayesiyle birlikte, geçtiğimiz günlerde Vogue İtalya’da bir makaleye de konu oldu.<br />
Koleksiyondaki asimetrik kesim ceketlerin ataerkil dünyayı temsil eden objelerle dekore edilişi, Sagular’ın kendine has tasarım üslubunu ortaya koyarken önemli mesajlar da veriyor. “Amacım, kıyafetleri sadece süslü materyallerle şık hale getirerek bir imaj yaratma kaygısından ziyade, üzerlerine ataerkil toplumu simgelediğini düşündüğüm jilet, ustura, tesbih gibi objeler de ekleyerek dile getirmek istediklerime bir gövde kazandırmaktı.” Örneğin, katledilen Hande Kader anısına yapılan ceket aslında bir askeri üniforma ve bu objelerin kullanımıyla estetik bir tasarıma dönüşüyor; Sagular, onları şiddet nesneleri olmaktan çıkarıyor. “Koleksiyon bir eleştiri ve sorgu niteliğinde. LGBTİ+ nefret suçlarını aktarırken bir çelenk görüntüsü oluşturmaya çalışmadan, doğru temsilleri yakalamaya gayret gösterdim.”<br />
Bu yazıyı yazarken yanı başımda çalan Mabel Matiz’in Comme Un Animal şarkısındaki Morte ou la naissance/Quelque chose d’intense (Ölüm ya da doğum/Yoğun bir şey) sözlerine denk geliyorum. Bahsedilen derinlik estetik pratiklere kapı açan o tutkuya işaret ediyor. Bir film karesi ya da bir şarkı sözü, gündelik yaşam içinde parlak fikirler yaratmaya yetebiliyor. Koral Sagular’ın tasarımları da gündelik hayatın içinden doğarak bir direnişin imkanlarını aktarıyor.Ve tasarımcı,bunu yaparken global moda sahnesinde kendine has bir yerin inşasına bir tuğla daha ekliyor.<br />
<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjFatYJK220qNmDZ6ROBVP7tHLzh0xm00OmGoqc4cUWeZOCfWuSPj6u4LIANqrsFDRETPXHoxcLpljtbX4tkn2CG9EBv3ZDkcm8m7edMZVi5M0BCX4af1-HKbT_tf_KmwoLjHNqqyHEOsE/s1600/images.jpeg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="426" data-original-width="345" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjFatYJK220qNmDZ6ROBVP7tHLzh0xm00OmGoqc4cUWeZOCfWuSPj6u4LIANqrsFDRETPXHoxcLpljtbX4tkn2CG9EBv3ZDkcm8m7edMZVi5M0BCX4af1-HKbT_tf_KmwoLjHNqqyHEOsE/s320/images.jpeg" width="259" /></a><span style="text-align: center;"> </span><br />
<span style="text-align: center;">(Violet Chachki'nin fotoğrafı Viktor Herak) </span><div><span style="text-align: center;">#voguetürkiye #koralsagular #fashion #queerbodies #güncelsanat </span><div><div style="text-align: center;">
<br /></div></div></div>İlker C. Binerhttp://www.blogger.com/profile/13679879014355080032noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3401401850790976426.post-42000650220390262362019-02-09T15:22:00.000-08:002019-03-27T04:49:19.143-07:00Çağdaş Bir İlahi Komedya <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjJJjgj3L4sm5v4LrrWd9yDA8mAL_dLpmAUJTbs2GzN8x-2Dc07y_MRiK46VTtY7tDm8CGOtrPbb5HITd07Bati_gFqlFpVeHeNepjseGH_FaaN8Dx2jEUektdpyeWdmAOwniiBZZexTcw/s1600/mb-950x780.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="781" data-original-width="950" height="262" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjJJjgj3L4sm5v4LrrWd9yDA8mAL_dLpmAUJTbs2GzN8x-2Dc07y_MRiK46VTtY7tDm8CGOtrPbb5HITd07Bati_gFqlFpVeHeNepjseGH_FaaN8Dx2jEUektdpyeWdmAOwniiBZZexTcw/s320/mb-950x780.jpg" width="320" /></a></div>
<i>(Istanbul Art News/Mayıs 2018)</i><br />
<!--[if gte mso 9]><xml>
<o:DocumentProperties>
<o:Version>12.00</o:Version>
</o:DocumentProperties>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml>
<w:WordDocument>
<w:View>Normal</w:View>
<w:Zoom>0</w:Zoom>
<w:TrackMoves/>
<w:TrackFormatting/>
<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>
<w:PunctuationKerning/>
<w:ValidateAgainstSchemas/>
<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>
<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>
<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>
<w:DoNotPromoteQF/>
<w:LidThemeOther>TR</w:LidThemeOther>
<w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian>
<w:LidThemeComplexScript>X-NONE</w:LidThemeComplexScript>
<w:Compatibility>
<w:BreakWrappedTables/>
<w:SnapToGridInCell/>
<w:WrapTextWithPunct/>
<w:UseAsianBreakRules/>
<w:DontGrowAutofit/>
<w:SplitPgBreakAndParaMark/>
<w:DontVertAlignCellWithSp/>
<w:DontBreakConstrainedForcedTables/>
<w:DontVertAlignInTxbx/>
<w:Word11KerningPairs/>
<w:CachedColBalance/>
</w:Compatibility>
<m:mathPr>
<m:mathFont m:val="Cambria Math"/>
<m:brkBin m:val="before"/>
<m:brkBinSub m:val="--"/>
<m:smallFrac m:val="off"/>
<m:dispDef/>
<m:lMargin m:val="0"/>
<m:rMargin m:val="0"/>
<m:defJc m:val="centerGroup"/>
<m:wrapIndent m:val="1440"/>
<m:intLim m:val="subSup"/>
<m:naryLim m:val="undOvr"/>
</m:mathPr></w:WordDocument>
</xml><![endif]--><span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"></span><br />
<!--[if gte mso 9]><xml>
<o:DocumentProperties>
<o:Version>12.00</o:Version>
</o:DocumentProperties>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml>
<w:WordDocument>
<w:View>Normal</w:View>
<w:Zoom>0</w:Zoom>
<w:TrackMoves/>
<w:TrackFormatting/>
<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>
<w:PunctuationKerning/>
<w:ValidateAgainstSchemas/>
<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>
<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>
<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>
<w:DoNotPromoteQF/>
<w:LidThemeOther>TR</w:LidThemeOther>
<w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian>
<w:LidThemeComplexScript>X-NONE</w:LidThemeComplexScript>
<w:Compatibility>
<w:BreakWrappedTables/>
<w:SnapToGridInCell/>
<w:WrapTextWithPunct/>
<w:UseAsianBreakRules/>
<w:DontGrowAutofit/>
<w:SplitPgBreakAndParaMark/>
<w:DontVertAlignCellWithSp/>
<w:DontBreakConstrainedForcedTables/>
<w:DontVertAlignInTxbx/>
<w:Word11KerningPairs/>
<w:CachedColBalance/>
</w:Compatibility>
<m:mathPr>
<m:mathFont m:val="Cambria Math"/>
<m:brkBin m:val="before"/>
<m:brkBinSub m:val="--"/>
<m:smallFrac m:val="off"/>
<m:dispDef/>
<m:lMargin m:val="0"/>
<m:rMargin m:val="0"/>
<m:defJc m:val="centerGroup"/>
<m:wrapIndent m:val="1440"/>
<m:intLim m:val="subSup"/>
<m:naryLim m:val="undOvr"/>
</m:mathPr></w:WordDocument>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml>
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"
DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="267">
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Normal"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="heading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="35" QFormat="true" Name="caption"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="10" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" Name="Default Paragraph Font"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="11" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtitle"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="22" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Strong"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="20" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="59" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Table Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Placeholder Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="No Spacing"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Revision"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="34" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="List Paragraph"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="29" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="30" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="19" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="21" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="31" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="32" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="33" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Book Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="37" Name="Bibliography"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" QFormat="true" Name="TOC Heading"/>
</w:LatentStyles>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>
<style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Normal Tablo";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-qformat:yes;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:10.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:115%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:"Calibri","sans-serif";
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;
mso-bidi-font-family:"Times New Roman";
mso-bidi-theme-font:minor-bidi;
mso-fareast-language:EN-US;}
</style>
<![endif]-->
<br />
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">İktidar kelimesinin sahip
olduğu ritim karanlık meseleleri çağrıştırır. Hiyerarşik biçimlerde yönetme
eylemiyle özdeşleşen bu belalı ifade, temsili demokrasilerde seçimle iş başına
gelen meclise işaret ederken, dini veya totaliter rejimlerde devlet başkanının
bedenine gönderme niteliği taşıyabilir. Kelimenin hareketliliği o kadar geniş
kapsamlıdır ki; siyaset bilimi literatüründe onlarca tanıma sahip bir kavrama
dönüşür.<br />
Antik çağlardan beri kitleler; duyulabilir, görülebilir, algılanabilir
konumlarla birlikte mekânların, zamanın, sözün düzenlendiği alanlarda yaşar.
Bir tür peyzaj diyebileceğimiz özelliklere sahip olan bu mecralarda insanlık,
adlandırılabilir bedenler olarak nefes alır. Toplulukları bir arada tutabilme
kuralının adı olan "norm", geniş kalabalıkları evrensel biçimlerde
bir arada tutmak yerine yerel düzeylerde normatif topolojiler yaratma imkânına
sahip olma özelliğini barındırır. Siyaset bilimi, sosyoloji gibi akademik
altyapılar da bazen evcilleştirme diyebileceğimiz süreçlere doğrudan katkı
sağlayan araçlara dönüşebilir.<br />
Estetik mevzusu bu bağlamda karşımıza çıkarken içerisinde toplumsal yapıları
bozacak potansiyelleri bir arada tutar. Zira asırlardır şairlerin,
yazarların, ressamların yargılanmasının en başat sebeplerinden biri de normalleştirme
hallerine başkaldırmalarından kaynaklanır.<br />
İşte Kurtuluş Rum Okulundaki Murat Balcı'nın ilk kişisel sergisi "Evcil Sesler/Diğer
Taraf" iktidarın mikro fiziğini resmetme ve o odaklara direnme amacı
taşıyor.<br />
Bedeni yalıtan meselelere dalan sanatçı, toplumsal altyapının derinlerinde
işleyen disiplin mekanizmalarını görünür kılıp öte yandan da direnişin
formüllerini arıyor. Sergiyi ikiye ayırarak "Evcil Sesler"e iktidar
mekânlarındaki baskıcı hâllere ışık tutan kısım, "Diğer Taraf"ın ise
tahakküme direnen bedenleri yansıtan bölüm olduğunu söyleyebiliriz. O halde
şöyle bir soruyu sorabiliriz: Toplumsal dinamikleri işleten yalıtım makineleri
sergide nasıl betimlenmiş? <br />
Öncelikle resimler sebep-sonuç ilişkisi dâhilinde değil, analiz biçimlerinde
vuku buluyor. Her bir iktidar biçimi farklı renklerle, ışıkla
fizikselleştiriliyor. Çaprazlama olarak yönetim şekilleri olan türcülük,
ırkçılık, cinsiyetçilik birbirine düğüm atan şematik kümelere bürünüyor.<br />
</span><i><span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Cehennem: Evcilleştirici Alanlar </span></i><span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><br />
</span><span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Marksist tezler için mülkiyet yalnızca bir sınıfın ele geçirmiş
olduğu yönetime işaret eder. Oysa onun belirli temayüllerle, taktiklerle,
stratejilerle, manevralarla dolaşıma girdiği gözden kaçırılır. Sanatçı her
şeyden önce Marksist tezlerden kaçarak iktidar biçimlerini küçük parçacıklar
olarak işleyip ırk, ulus, tür gibi soyutlamaların bedeni nasıl
içselleştirdiğine odaklanıyor. "Evcil sesler" bölümünde "Karga
ile Tilki" , "Cici Köpeğim", "Pazara Gidelim" adındaki
eserlerde insan-hayvan hiyerarşisinin incelikleri işlenirken her çalışmanın
yanında müzikal bir şeyler duyuyoruz. Tahakküm mekanizmalarının görsel-işitsel
yanlarının bağlayıcılığını vurgulayan bu sesleri resimden müziğe veya
zincirleme olarak düşünmememiz gerekiyor. Görseller beraberinde öylesine
melodileri getirmiyor. Her biri kendi limitini oluştururken görünen olan sesle
birlikte ortaklaşarak birbirine yakınlaşıyor.</span><span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><br />
</span><span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">"Karga ile Tilki" resminin yanında duran notalar karganın ayak
izlerini taşıyor çünkü resimdeki ironi notasyonla(1) belirli biçimlerde
paralelliğe sahip. Çalışmada karganın bilim insanının kibrini seyrettiğini
görüyoruz. </span><span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;">Sanatçı Balcı, bu dünyanın inşasının yalnızca insanlık tarafından yapılmadığının
kanıtı olarak görüneni ters çevirip kargayı alay eden pozisyonda işliyor.<br />
Ayrıca insan kimi hayvanları da güvenlik amacıyla kullanır. Köpek en çok
faydalanılan hayvanlardan biri olarak yalnızca bekçilik görevine hapsedilir.
"Cici Köpeğim" eseri köpeğin nöbetçi olma performansına gönderme
yapıyor. Çalışmanın hemen altında duran notasyonda, ölçü çizgileri bahçe çiti
gibi resmedilerek köpeği itaatten kaçmasını sağlıyor. Türcülüğü resmeden
ve işitsel olarak da sesini duyuran iki çalışma mevcut hayvanları özgür
bırakıyor. Fakat "Pazara Gidelim" adlı eser insan-hayvan ilişkisine
dair analiz biçiminde resmedilmiş. İnsan-merkezci bakış açısı hayvanları her
defasında kategorize ederek "yenilebilir" ile "yenilemez"
olanlar olarak ikiye ayırır. Çalışmada melodiler ile birlikte insanın vahşiliği
çirkin bir çocuğun iştahı olarak resmediliyor. Bu mecazlı anlatımın insanlığın
ilkelliğine işaret ettiğini söyleyebiliriz.<br />
İktidar ilişkilerinin asimetrik olması ve devlet lokalizasyonunu aşması meseleyi
daha derinlere çeker. Balcı derinlere inmekten çekinmeyip aile mevzusuna
dalıyor. Antik Yunan'da "oikos" hane yönetimi anlamına gelirken bir
yandan da ekonomi kavramının köküne gider. "Hanenin yönetimi" ya da
sosyolojide "toplumun en küçük yapı birimi olarak aile" kendi içinde
minik bir devlet kurumunu andırır. Babanın sembolik liderliğindeki haneyi
sanatçı "Babama" eserinde resmediyor. Çalışmadaki Kronos simgesi
merkeziyete gönderme yapıyor ama notasyondaki dizeğin (2) göz şekline
bürünmesine daha farklı perspektiflerden bakabiliriz. Denetleme eyleminin
bakışla ilişkisi evcilleştirme yöntemine dönüştüğü zaman evde çocuğun bedenine
yönelir. Baba figürü evladını sert bir denetime tabi tutup bedenini yalıtmaya
girişir. "Babama" adlı çalışmasında gösterilen aile iktidarı
günümüzdeki çocuk istismarı veya cinsel şiddet tartışmalarına kadar
götürülebilir. Esasında "Yerli Malı" eserini de "Babama"
çalışmasıyla paralel görebiliriz. Ev içindeki iktidar çocuğu evcil hale
getirirken "vatan, ulus, millilik" gibi soyutlamaları kullanır.
Hâlihazırda bedenler doğrudan üretici konuma geçer ve iktidar her zaman
içselleştirilir. Eserin petek formlarında olması işte bu bereket, çalışkanlık
nosyonlarına gönderme niteliği taşıyor. Okullarda yerli malı haftalarının
kutlanması devlet kapitalizmine işaret edip esasında kalkınma meselesini aileden
başladığını vurguluyor.<br />
Murat Balcı çalışmalarında görülmeyen iktidar dinamiklerini resmederken
ailenin, mülkiyetin tek boyutluluğuna değil çoklu fonksiyonlarına değiniyor. Bu
yüzden "yerli malı" ve "babama" eserleri birbirinin devamı
niteliğini taşıyabilir.<br />
"Annemize Türkü" ise yine aile mevzusu gibi görünse de aslında kadın
bedenine gönderme yapıyor. Notasyonun kürtaj enstrümanlarıyla bölünmesi
yalnızca "doğurganlık" özelliğine indirgenen kadın bedenini
betimliyor.<br />
Sanatçının toplumsal dinamikleri içeren iktidar kartografilerini resmetmesi
aile gibi mikro temalardan bazı makro konulara uzanabiliyor. "Bayrak"
eseri simgesel bir konuya değinirken resimde bayrağın üzerinde minik ve kırılgan
vampir ile yarasa görüyoruz. Kanı çağrıştıran bu öğeler yanında işleyen müzikle
başka formlara bürünüyor. Çalan şarkının tamamı 4 vuruşluk suslarla(3)
doldurulmuş. Bayraklar sembolik işleve sahip olduğu için belirli günlerde, saatlerde
bedeni hizaya çeker. <br />
Çalışmadaki "yarasaya saygı" hayatta kalma işlevinin ancak bu ritüele
bağlılıkla olabileceğini vurguluyor.<br />
Milliyetçilik meselesi "Bayrak" eserinin yanında iki çalışmaya daha
yansıyor. Zaten toplumun işletim sisteminin en büyük ayrımlarından biri de
milliyetçiliktir. Öyle biçimlerde duygu yoğunluğu taşır ki; hem söylemsel
hem de fiili olarak saldırganlığa dönüşebilir. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;">"Türk'üm" çalışması 6-7 Eylül'e gönderme yaparken toplumda
milliyetçi şiddetin norm halini işliyor. Eserde olayın yeni başladığı sıralarda
ilk saldırılan pastane olan Haylayf'a ait bisküvi kutusu var. Eskimiş
kutunun üzerinde o yılların başbakanı Adnan Menderes'i görüyoruz. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;">Olayın engellenememesine dair ciddi ihmalleri olan başbakan kutunun
üzerinde "Haylayf Bisküvileri" yerken görülüyor. Kara mizah olarak
görebileceğimiz bu gönderme ırkçı saldırıyı körükleyen bir yöneticinin
hükümranlığını sorguluyor. Eserin altındaki notasyonda ise dizekler eğilmiş, bükülmüş,
kopmuş halde duruyor. Irkçı saldırılar sırasındaki yağmalar ve kültürel
kırılmalarla birlikte müzik susuyor, sesler ölüyor ve yerini uzun sessizlik
sürecine bırakıyor. "Türk'üm" eseri için bir 'yas' çalışması
diyebiliriz.<br />
Anadolu topraklarındaki trajediler 6-7 Eylül olaylarından çok daha önce
başladı. Bilhassa 20. yüzyılın başında Osmanlı İmparatorluğunun çöküş sürecinde
olması, iktidarda olan İttihat ve Terakki'nin kanlı politikalar gütmesi
pek çok savaşa, katliama, kırımlara sebep oldu. O dönemde balkan savaşıyla
birlikte birinci dünya harbinin de gerçekleşmesi büyük göçlere, yersiz yurtsuzlaşmaları
beraberinde getirdi. "Hasret" eserinde sanatçı bizleri Cumhuriyetin
ilanı sonrası 1924 yılına götürerek Türk-Yunan mübadelesi sonucu yaşananları
resmediyor. Çalışmanın hemen çevresinde yer alan şarkı ise kısaca şu sözlere
sahip; <i style="mso-bidi-font-style: normal;">“ne sonsuz bu hasret, çok acı ah
gurbet!”.</i> <br />
Resme dönersek içerisinde Yunanistan’da yaşayan Türkleri Türkiye’ye, Türkiye’de
yaşayan Yunanlıları da Yunanistan’a taşıyan ‘Gülcemal’ veya eski adıyla ‘Germanic’
adlı gemiyi görüyoruz. Şarkının sözleri ve notaları ise hasret, gurbet, özlemi
çağrıştıran kartpostal formu üstüne yazılmış duruyor.<br />
Öte yandan "Çok Çalışkan Olmalıyız" eserinde de kayıp bir
hikâye var. Resim, Ermeni Yetimhanesi olan Kamp Armen’in inşası bittikten sonra
çekilen hatıra fotoğrafından yola çıkıyor. Yetimhane uzun dönemler boyunca
yıkım tehdidi altında kaldıktan sonra büyük hukuki mücadelelerle geri alındı. İktidar
dinamiklerinin talan ettiği İstanbul coğrafyasında Kamp Armen'in bu yüzden
önemi büyük. Eserin yanında beliren notasyonda şarkının notaları tuğla formları
içine yerleştiriliyor ve biçimler inşa edilişi de yıkılışı da sembolize ederek
hikâyenin anlatımına katkı sağlıyor. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<i><span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;">Cennette ya da Arafta</span></i><span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;"><br />
Serginin diğer bölümünün cenneti mi yoksa arafı mı andırdığı bizde büyük
sorular yaratabilir. Lakin arada kalmak çoğu zaman zihni özgürleştirir. Sanatçı
"Diğer Taraf"taki resimlere de yansıyan bu ikili hali tümüyle
izleyiciye bırakıyor.<br />
Çizimlerde okul teması işlenirken eğitim mekânlarını toplumun biçimlenmesinde
önemli olduğunu görüyoruz.<br />
Kitleler "söylenebilir" ve "görünebilir" formlarla
yönetilir. Okul, hapishane, atölye, kışla biçimlenmiş mecralar olarak şekil
bulur. Görünürlüklerini cisimleştirirler. Cezalandırmak, bakmak, eğitmek,
yetiştirmek gibi eylemler de görünür olan mekânlarla ilişkilendirilerek
fonksiyonel hale gelir. Bedenleri somut maddeler olarak ele aldığımızda bu
mecraların etkilerini daha berrak görebiliriz.<br />
Sergide "Diğer Taraf"ta beliren okulun yapısal çizimleri
uzay-zamansal çoklukta oluşan sosyal alanlar olarak betimleniyor. Okulların
düzeni bir sahneyi andırır ve çoğu zaman çocuklara davranış biçimlerinin
dayatıldığı düzeneklere dönüşebilir. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;">Elbette her eğitim yuvası kendi içinde farklılıklar taşımakla birlikte iktidarı
üreten mekânlar yerine dünyayla doğrudan ilişkili olarak parlak çocuklar da
yetiştirebilir. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;">Fakat sanatçı eğitimin egemen biçimlerine bakarak okul sorunsalını işliyor.
"Evcil Sesler" kısmına ait olan ve <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>"Özgürlük" başlığını taşıyan eserde hâkim
öğrenim şartları sorgulanıyor ve çalışmanın yüzeyinde Milli Eğitim Bakanlığının
logosunun ters döndüğünü görüyoruz. Disiplin mekanizması olarak kurumun
meşalesi günümüzde sadece çocukların zihinlerini yaktığı için belalı yapıyı
temsil ediyor. Hemen yanda görülen notasyonda da şarkının adı bir test
sorusuna, sözleri de cevap şıklarına dönüşürken testlerde karşılaştığımız
“hiçbiri” şıkkı resmin kendisi oluyor.<br />
Murat Balcı enseyi karartmayarak "Diğer Taraf"ta okulda beliren
suskun, uyumsuz, kaotik figürleri resmederek onlara direnç sahaları kurmayı
ihmal etmiyor. <br />
"Talebeler kadim ustalarını ilgiyle izlerdi", "Cesim nazikçe
dans etmeyi severdi", "Akur kız bahçede pusuya yatardı" gibi
eserlerdeki çocuklar esasında kendi dünyalarını yaratmaya hazır bir biçimde
duruyor. Uyuşmazlık her zaman direnmek anlamına gelmez lakin çocukların berrak
zihinleri yetişkinlerden daha farklı işler. Bu yüzden sanatçının suskun, kaotik
figürleri hayal etmeye açık biçimlerde resmediliyor. Yani araftaki minik
bedenler kendi cennetlerini inşa ediyor diyebiliriz. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<i><span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;">Uygarlık Sorunsalı</span></i><span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;"><br />
Aldous Huxley "bu dünya, belki de bir başka gezegenin cehennemidir."
derken iktidarın yıkıcı dinamiklerini kast eder. Yaşadığımız kötü olayları,
içinde bulunduğumuz berbat şartları hep cehennem imgesiyle düşünürüz. Asimetrik
iktidar kümelerinin içerisinde olduğumuzu fark ettiğimiz an dünyanın başımıza
yıkıldığını hissederiz. Aksine cennet imgesi için de tam karşıt durumlar
geçerli olabilir. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm;">
<span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;">Murat Balcı'nın "Evcil Sesler/Diğer Taraf" sergisi Dante'nin
ilahi komedya eseriyle bağlantılı olarak cennet, cehennemin, arafın
kantolarının güncel hallerini çağrıştırıyor. Ancak bu çağda şiddetin,
katliamların, ayrıştırmaların boyutunun yüz değiştirdiğini görüyoruz. Yaşamı
bazen askıya alıp geriye çekildiğimizde bize daha net görünür. Sanatçı bunu
deneyimlerken sınırların hikâyesini anlatmaktan geri durmuyor çünkü başka bir
dünyanın ihtimalini düşünmek önce hudutları görmekten geçiyor. </span></div>
<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;"><span style="mso-list: Ignore;"><br /><span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"></span></span></span></i><span style="background: white; color: #545454; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;"></span><span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;"></span>
<br />
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if gte mso 9]><xml>
<o:DocumentProperties>
<o:Version>12.00</o:Version>
</o:DocumentProperties>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml>
<w:WordDocument>
<w:View>Normal</w:View>
<w:Zoom>0</w:Zoom>
<w:TrackMoves/>
<w:TrackFormatting/>
<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>
<w:PunctuationKerning/>
<w:ValidateAgainstSchemas/>
<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>
<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>
<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>
<w:DoNotPromoteQF/>
<w:LidThemeOther>TR</w:LidThemeOther>
<w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian>
<w:LidThemeComplexScript>X-NONE</w:LidThemeComplexScript>
<w:Compatibility>
<w:BreakWrappedTables/>
<w:SnapToGridInCell/>
<w:WrapTextWithPunct/>
<w:UseAsianBreakRules/>
<w:DontGrowAutofit/>
<w:SplitPgBreakAndParaMark/>
<w:DontVertAlignCellWithSp/>
<w:DontBreakConstrainedForcedTables/>
<w:DontVertAlignInTxbx/>
<w:Word11KerningPairs/>
<w:CachedColBalance/>
</w:Compatibility>
<m:mathPr>
<m:mathFont m:val="Cambria Math"/>
<m:brkBin m:val="before"/>
<m:brkBinSub m:val="--"/>
<m:smallFrac m:val="off"/>
<m:dispDef/>
<m:lMargin m:val="0"/>
<m:rMargin m:val="0"/>
<m:defJc m:val="centerGroup"/>
<m:wrapIndent m:val="1440"/>
<m:intLim m:val="subSup"/>
<m:naryLim m:val="undOvr"/>
</m:mathPr></w:WordDocument>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml>
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"
DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="267">
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Normal"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="heading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="35" QFormat="true" Name="caption"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="10" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" Name="Default Paragraph Font"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="11" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtitle"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="22" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Strong"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="20" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="59" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Table Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Placeholder Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="No Spacing"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Revision"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="34" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="List Paragraph"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="29" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="30" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="19" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="21" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="31" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="32" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="33" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Book Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="37" Name="Bibliography"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" QFormat="true" Name="TOC Heading"/>
</w:LatentStyles>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>
<style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Normal Tablo";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-qformat:yes;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:10.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:115%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:"Calibri","sans-serif";
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;
mso-bidi-font-family:"Times New Roman";
mso-bidi-theme-font:minor-bidi;
mso-fareast-language:EN-US;}
</style>
<![endif]-->
</div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 18.0pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;"><span style="mso-list: Ignore;">1)<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span></i><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;">Notasyon: İşaretleme, gösterme sistemi. </span></i></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 18.0pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;"><span style="mso-list: Ignore;">2)<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span></i><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;">Dizek: </span></i><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="background: white; color: #333333; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;">Müzik defterlerinde yatay olarak birbirine paralel beş
çizgiden oluşan ve bu çizgiler arasında kalan dört boşluktan oluşan şekle
denir. Dizek üzerine nota, anahtar gibi müzik işaretleri yazılır.</span></i><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;"></span></i></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 18.0pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;"><span style="mso-list: Ignore;">3)<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;">Sus değerleri: </span></i><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="background: white; color: #545454; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;">Parça içerisinde
enstrümanın ya da vokalistin sustuğu yerler </span></i><i><b><span style="background: white; color: #6a6a6a; font-size: 12.0pt; font-style: normal;">sus</span></b></i><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="background: white; color: #545454; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;"> (es)
işaretleriyle gösterilir</span></i><span style="background: white; color: #545454; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;">.</span><span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;"></span></div>
<br />
<br />
<span style="background: white; color: #545454; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;"></span><span style="color: #222222; font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt;"></span>
İlker C. Binerhttp://www.blogger.com/profile/13679879014355080032noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3401401850790976426.post-64778033005205260372019-02-09T15:08:00.001-08:002019-03-27T04:46:39.195-07:00Tepenin Ardına Ulaşmak<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOIzKirFDcGOt4y62XKSM2aiq71xvVZwQ47EC4PvzPU1LsE5B9fI9WQN-HdTmBP33Yo06iVXSLp_-GF7ff2VbQXmuFCOs1O1NTHyASKMnPQrlf_je2TAOu7XcpKzhmOgTTFwPg448Xec8/s1600/9767.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="437" data-original-width="650" height="215" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOIzKirFDcGOt4y62XKSM2aiq71xvVZwQ47EC4PvzPU1LsE5B9fI9WQN-HdTmBP33Yo06iVXSLp_-GF7ff2VbQXmuFCOs1O1NTHyASKMnPQrlf_je2TAOu7XcpKzhmOgTTFwPg448Xec8/s320/9767.jpg" width="320" /></a></div>
<i>(Istanbul Art News/Ocak 2017)</i><br />
<!--[if gte mso 9]><xml>
<o:DocumentProperties>
<o:Version>12.00</o:Version>
</o:DocumentProperties>
</xml><![endif]--><span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Tuval bir nesne ya da araç olarak görülemez zira
ressam onun içindedir. Peki, sanatçı tuvalin içine nasıl dahil olur? </span><span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Sessizlik ve yoğunlukla tuvaline odaklanan ressam orada birtakım verilerle
karşılaşarak mücadeleye girişir. Oluşan çatışma durumuna resmin hazırlık
aşaması diyebiliriz. Olaylar zincirinin belirmeye başlamasıyla gelişi güzel
oluşan imler, değişik açılardan oluşan boya fırlatmalar, bölgelerin
temizlenmesi gibi yüzey üzerinde sürdürülen savaşımla birlikte ressam başka bir
dünyaya kapı açarak temsil edici, illüstratif olmayan çizileri ortaya çıkarır.
Duyumsamanın izleri eserin oluşumunun dönüm noktası diyebileceğimiz anlam-dışı
lekelerin, çizgilerin, alanların oluşturduğu kümeleri dışavurur. Hazırlık
çalışması resmetme edimine dönüşmüştür ve eylem (ya da edim) figürden kopan,
olgu imkanlarını da kullanabilen, şiddetli bir hiçliği, felaketi de içerebilen
ama bir ritmin tohumunu da fitillemiş çok katmanlı bir işlemdir. Ressamın
resmederkenki hareketliliği psikolojik bir deneyimden çok piktural (veya
resimsel) bir deneyimdir bu yüzden resim tüm sanatlar içinde yıkımların
oluşturduğu zincirlerden kaçış özelliğine sahiptir. Yoğun ruhani bir çaba aynı
zamanda figüratif üzerinde yükselirken felaket ya da kaos zinciri yalnızca biçimleri
keşfetmek için gereken alçak bir tepe haline gelir. Sanatçı bu eşikten zıplar
ve oluşan hareketlilik görsel bir dönüşüme çevrilir. Madde ve malzeme eserin
sesini oluştururken ressam artık çılgın dansıyla tuvaldedir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span>
<br />
<div class="MsoNormal">
<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Tuvalin
İçinde Bir Ressam: Erol Akyavaş </span></i></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Galeri Nev beş yıllık aralıklarla Erol Akyavaş’ın
eserlerine ev sahipliği yapıyordu. ‘Speak No Evil’ sergisi de bu geleneği devam
ettirme niyetinde. Eserler iki diziden oluşuyor ve serinin ilk kısmı ressamın
1978 yılında San Francisco’da ürettiği resimlerden oluşuyor. Adı ‘Kafalar’ olan
dizi olgunun imkanlarını (resimsel bir olgunun) kullanıyor fakat piktural bir
vakanın kullanılması için bir diyagrama ihtiyaç vardır. Çizgilerin, bölgelerin
işleyiş halinde oldukları öbeklere diyagram diyebiliriz. <br />
‘Kafalar’ serisinin diyagramına geldiğimizde ise birbirine çengellerle
bağlanmış kimi yerlerde gökyüzü tonlarında olan, kancaların ucundan asılmış
mekanik yüzler ve gözleri siyah bantlar ile örtülü, burun delikleri zincire
çekilmiş hatta boyunları sımsıkı kemerlerle tahakküm altına alınmış portreler
bir seremoni içinde. İşte resimsel olgunun imkanları burada ortaya çıkıyor
çünkü toplumsallaşmış yüzlerin alt-üst edilmesiyle karşı karşıyayız. Sanatçı
figüratif olanı da aşarak bir kaosa kenetleniyor ve geleceği bu felaket
zinciriyle ilişkilendiriyor fakat bu karanlık istikbale karşı bir çilekeşlik ya
da hiçlik önermiyor. Eserlerdeki gerilim görme, duyma, koklama, dokunma ve
tutkuyu yeniden düşünebilmek için zihinsel bir alan açabiliyor. Ressamın
gösterdiği tören görsel bir egemenlik yerine optik bir ufukta kendini ifade
edebiliyor. <br style="mso-special-character: line-break;" />
</span><span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Diyagram bir yandan motif anlamına da gelir.
Duyumsama ve konstruksiyon kafesi iç içe geçer ve biri diğerinden ayrılamaz
eğer eksiklik oluşursa motif oluşamaz çünkü bakış açısı veya fikir (ya da
duyumsama) geçici, bulanık, kısa sürelidir ayrıca konstrüksiyon kafesi de
soyuttur ama geometriyi, bakışı duyulur hale getirir. Böylelikle motifin akışı
sağlanır, eser hareketlenir. </span></div>
<span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"></span><br />
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">
Serginin ikinci dizisi olan ‘Ölünün arkasından asla kötü söz söylenmemelidir’
adlı eserlerin diyagramı sanatçının mimari yetileri sayesinde oluşturduğu
motiflerin kent üzerindeki etkilerinden oluşuyor. Çalışmalardaki bordo ve
turkuvaz minyatürler şehirde yaşayanları işaret ederken, yüzeylerde beliren
köpek bedenleri oluşturulmuş hayali haritalarda dişlerini gösteriyor. Dişler
resimlerde ısırma, parçalama, ağız kısmının bir parçası olma görevini iptal
ediyor ancak başka bir şey yapıyor: doğasını tersine çeviriyor ve kudret olarak
bir zemin ortaya koyuyor. Böylelikle sanatçı kent ve köpek ilişkisinde
şehirlerinin sahiplerinin yalnızca insan olmadıklarını vurguluyor. <br />
Dizinin bir diğer özelliği anlam-dışı etkiye sahip olması. Herhangi bir sözel
bağlama indirgememeleri eserlerin anlaşılamadığı manasına gelmez aksine düşünceyi
duygu düzeyinde etkiliyor. Bordo ve turkuvaz renklerin bir titreşime sahip
olması somut düşünce üretimlerine de kapı aralıyor. <br />
<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Erol Akyavaş’ın Yolu</i></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Bir ressam illa ki bir uzamı kat eder ve kendine
uğraklar, geçitler yaratır. Akyavaş’ın sergide yarattığı biçimler bir öze
işaret etmiyor ve bir ilineğe dönüşüyor. Ara-yüzler oluşturma çabasıyla sanatçı
ileri sıçrıyor gibidir. Soyut bir estetik anlayıştan veya klasik temsil
tarafından organize görsel disiplin yerine tekil bir kuvvetle betimlenen resimler
belirli bir zaman ve mekanda kalmayarak çağdaşlaşıyor. Ressam Akyavaş’ın yolunu
zamansız kılan ve onu tuvalin içine taşıyan kendi kazdığı tünellerdir. Estetik
bağlamda başka bir dünyanın kapılarını açan sanatçının duygu politikası bizleri
nereye sürükler o da sergiyi görmemizle ilişkili zira eserler görülmek ve kapı
açılmak için bekliyor. </span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<br />
<br />İlker C. Binerhttp://www.blogger.com/profile/13679879014355080032noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3401401850790976426.post-33027374861795036682019-02-05T11:56:00.002-08:002022-01-20T03:36:07.192-08:00Bir Flanör Olarak Mabel Matiz<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_GQchwjBmHOOZNyrN5XVFWHf_Fb9FlKRD7kW66kg3aKevlKxvViu3b6p4B_u9bcwkLneWsQHIieW3xa79RZFlOKZkQttuER_LcZtLqC9EY1jNeDaEoCYwf5CFi-8MKuWy9ria1zDB99k/s1600/index.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="224" data-original-width="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_GQchwjBmHOOZNyrN5XVFWHf_Fb9FlKRD7kW66kg3aKevlKxvViu3b6p4B_u9bcwkLneWsQHIieW3xa79RZFlOKZkQttuER_LcZtLqC9EY1jNeDaEoCYwf5CFi-8MKuWy9ria1zDB99k/s1600/index.jpg" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">(Mabel Matiz/Fotoğraf: Emre Ünal)<br />
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><br /><i>(Istanbul Art News/Chronicle-Eylül 2018)<br /></i>İnsanın
anlatı kimliği yoluyla hikâyeler üretmeye kalkışması çeşitli edebi kalıpları
beraberinde getirir. "Giriş-gelişme-sonuç" döngüsü metne hâkim olur.
Yaşamdaki travmalar, hayal kırıklıkları veya üzüntüler gelişme bölümünde
aktarılırken sonuç, mutlu sonla biter. Oysa hayat yolculuğumuz kalıplara
sığmayacak kadar karmaşık düzlemde gelişir. İç dünyalarımız çamaşır misali
birbirinden farklı algı demetlerinden oluşur. Tüm bu kargaşaya rağmen belirli
dönemlerde duruşlar kazanırız ve öyle anlar gelir ki; kırılma noktaları bizlere
derin tecrübeler kazandırır. Her anı anlatmakta, kaydetmekte yetersiz kalsak da
bazı dönüm noktaları evrildiğimiz yerleri dışa vurur. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Zaferler, muhteşem yenilgiler bedenimize
kazındıkça izleri hayatı mümkün kılar. </span><br /><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"></span><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">
Yaşamdaki parçalı döngünün kaydı görsel sanatlardan popüler müziğe uzanan ağda
kolaj üretimleriyle vuku bulur. Parçalar biçiminde sunulan çalışmaların altında
yatan düşünce döngüsel zaman mantığıdır. <br />
Geçmiş sadece geride kalmaz. Hatırladıkça yeniden ortaya çıkar ve yaratıcılığı
da tetikleyen olay örgüsü haline gelir. Hikâye anlatıcılığının sırrı zamanın devinimini
kullanmayla ölçülür. Standart anlatının akışı yerine duygulanımsal halleri
yazma, resmetme veya müzikal tınılarla ifade etme dünyayla kurulan ilişkiyi
daha derinlikli biçimlerde ortaya çıkarır. Çünkü dünyayı ayakta tutan bütün değil
onun karmaşık parçalarıdır. Artık sanat-hayat ilişkisinin sularındayız. Fragmanlar
halinde parçalanmış ne varsa montaj haline getirip estetik biçimlere döküvermek
veba çağıyla mücadele etmenin yegâne yollarından biri olma özelliği taşır. <br />
Mabel Matiz'in şair edasıyla ortaya çıkışı böyle bir estetik fikir üzerinde
gerçekleşir. Esas adı Fatih Karaca olan sanatçı, Buket Uzuner'in "Kumral
Ada Mavi Tuna" eserindeki ‘Tuna’ karakterinin "Mabel" takma
adını kullanır. Soyadına ise Yunanca'da "çok sarhoş, düşkün" anlamına
gelen "matiz" kelimesini uygun görür. İki farklı birleşim yepyeni
personaya kavuşur. 19. Yüzyıldaki flanör (gezgin) diyebileceğimiz şairlere
öykünen bu ad hikâyeler anlatmak amacıyla aramıza karışır. <br />
Nitekim popüler müziğin sanatla iç içe geçmesi artık bilinen bir gerçek. Mabel
Matiz'in en güçlü özelliği de bu galaksi ile ilişkide olması. David Bowie'den
Selda Bağcan'a hatta Brian Eno'dan Sezen Aksu'ya geniş bir sanatsal kozmostan
etkilenir. İlham aldığı sanatçılardan anlayacağımız üzere eklektik diyebileceğimiz
farklı stili ile Türkiye'de popüler müziğe yeni bir soluk getiren Mabel Matiz
kariyeri boyunca değişik tarzları deneyerek yenilik peşinde koşmaya devam
ediyor. Bu bağlamda onun her albümünü ayrı katmanlara yerleştirebiliriz. <br />
<br />
<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Dışavurumcu "Debut" ya da İlk
Albüm</i> <br />
Sanatçının kendi adını taşıyan ilk albümünün kapağında bir portreyle
karşılaşırız. Arka planda sarının yoğun olduğu ve Matiz'in yüz hatlarının
lacivert, kırmızı, yeşil, siyah renklerle çizildiği resim tam da onun estetik
duruşunun göstergesine dönüşür.<br />
İçeriğe girdiğimiz zaman, akustik vokalle icra edilmiş şarkılara yansıyan
cömert melankoli sanatçıyı arabeskten ayrı bir yere konumlar. Albümün diğer
sürprizlerine gelirsek; Birhan Keskin'in "Zaman" ve Yalçın
Tosun'un "Peruk Gibi Hüzünlü" şiirlerinin bestelendiğini görürüz. Bu
durum son dönemlerde popüler müzik adına umut verici bir gelişmeye kapı açar.
Sezen Aksu ve belli isimler dışında hiç kimse uzun zamandır şarkı sözlerinde
şairlere yer vermezken yeni bir ismin ticari kaygıları bir kenara bırakıp beste
yapmaya girişmesi büyük cesaret örneğidir. </span>
</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">"Öteki"
"Barışırsa Ruhum" gibi eserler albümde sanatçının politik tutumuyla
ilişkiliyken; "Kül Hece", "Arafta" , "Filler ve
Çimen" çalışmaların bütününün melankolik havasını özetler. <br style="mso-special-character: line-break;" />
</span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Artık albüm
kapağındaki renklilik ve şarkılardaki boz hava yeni bir sanatçının gelmekte
olduğunun habercisidir. Mabel Matiz ve Alper Erinç'in yapımcılığını üstlendiği albüm
sanatçının diskografisinde daha melankolik ve karanlık yerde durur. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">İlk albüm
deneyiminden sonra esas sıçramaları gerçekleştirmiş olan Matiz daha progresif
zemine kayarak kendini yenilemeyi başarır. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><br />
<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Progresif Etkiler</i> <br />
1950'lerin Rock 'n' Roll akımı 1960'larla birlikte daha da güçlenir. Gündelik
yaşamın kapitalist boğuculuğunu dönüştürmek adına bilhassa popüler müziğin
estetikle buluşması kaçınılmaz hale gelir. Bir jest ya da kişisel dışavurum tek
tip dünyanın panzerine dönüşür. John Lennon, Syd Barrett, David Bowie, Patti Smith
gibi sanatçılar sanat okulu çalışmalarından ilham alarak gündelik malzemelerle
deneysel sololara girişirler. 60'lı, 70'li yıllar gerek Beat Kuşağının etkisi
gerekse de Pop Art’ın yankısıyla popüler müziği sanata yaklaştırmayı başarır.
Brian Eno'nun, Lou Reed'in,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Roxy Music'in
avangard üretimleri sibernetik ve sanat ilişkisini güçlendirerek teknolojinin
yalnızca kapitalizme tabi olmayacağını kanıtlar. Türkiye'de ise popüler müziğin
sanatla yakınlaşması daha çok coğrafi hatta vuku bulur. Dünyada 60'lardaki
progresif rock patlaması Anadolu ezgileriyle harmanlanır ve bazen de güçlü
politik imgelere dönüşür. Cem Karaca, Moğollar, Erkin Koray gibi isimler
'60 lı yılları takiben '70 li yıllarda ünlerine ün katar. Türkiye'deki sol
mücadelenin yerel olma kaygısıyla birlikte köylerdeki, kasabalardaki işçilerin,
köylülerin dertleri şarkılara yansır. Bugün dünyayı kasıp kavuran ve remiksleri
dahi dans listelerinde üst sıraya yerleşen Selda Bağcan'ın "Yaz Gazeteci
Yaz" gibi şarkıları da dönemin rock ritimleriyle bağlamanın birbirine
karıştığı eserlerdir. Barış Manço da Anadolu ezgilerini psychedelic ritimlerle
karıştırır. Fakat sosyalizm, halk gibi kavramlara girişmek yerine sağın
mitleriyle şarkılar yapar. Hatta Kurtulan Ekspres’le kaydettiği "Dönence"
şarkısındaki hikâyenin milliyetçi paradigmalardan beslendiği bilinen bir
gerçeğe dönüşür.<br />
Mabel Matiz ilk albümünden iki yıl sonra 60'ların ve 70'lerin progresif
rockından da etkilenerek "Yaşım Çocuk" adlı albümünü piyasaya
çıkarır. Arkasına aldığı tarihsel etkiyle albümün açılış şarkısı "Krallar"
otoriter, baskıcı liderlere gönderme yapar. Rock'ın sert altyapısıyla şarkı
başkaldırıya dönüşür. "Tamburu Yokuştan", "Sefil, Çıplak,
Korkusuz" ve Mete Özgencil'le ortak bestelenen "Zor Değil"
albümün rock tınıları yüksek şarkıları olmasının yanı sıra "Alaimisema"
etnik ezgilerle örülmüş Anadolu Rock çalışmasıdır. <br />
Matiz'in albüme dair esas sıçraması da Yıldız Tilbe'nın "Aşk Yok Olmaktır"
şarkısı ile olur. 90'ların pop şarkısı sanatçının elinde nihilist bir
rock çalışmasına dönüşür. Şarkıya çekilen teatral videoyla birlikte Mabel
Matiz fan kitlesini ikiye katlar. Aynı dönemlerde Aysel Gürel'e saygı albümünde
de yer alır. Ama bu sefer hiç tartışmasız yorumladığı şarkıyla albümün yegâne
yıldızına dönüşür. Sezen Aksu'nun 80’lerde söylediği orta tempolu "Sultan
Süleyman" eserini bir ağıda dönüştüren Matiz, Aysel Gürel şarkısının
hakkını layıkıyla kotarır. O dönem Hürriyet gazetesinin ‘Kelebek’ ekinde yazan
(1) Ajda Pekkan albümde favori şarkısının "Sultan Süleyman" olduğunu
yazar. "Yaşım Çocuk" şarkısının da tanınmamış genç şarkıcılar
tarafından yorumlanması albümün başarısını ikiye katlar. Albüm ve Aysel Gürel'e
saygı niteliğinde olan çalışma Mabel Matiz'in kariyerinin dönüm noktalarından
biri haline gelir. <br />
Sanatçı "Yaşım Çocuk" üzerinden iki yıl geçtikten sonra yeni bir
albümle tekrar sevenlerinin karşısına çıkar. Bu kez eserlere Anadolu Pop/Rock'ın
etkisi daha fazla siner. Adı "Gök Nerede" olan albüm sosyal medyada
tıklanma rekorları kırar ve pek çok satış listesinde zirveye oturur.
"Gel" "Sarışın" "Ahu" sanatçının en çok çalınan
hitleri olur. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Bir önceki
albümde Yıldız Tilbe coverı yapan Matiz bu kez Nazan Öncel'in "Bir Hadise
Var" şarkısını yorumlar. "Fena Halde Bela" şarkısı da Erkin Koray
eserlerini andırarak 70'ler kokan havaya bürünür. <br style="mso-special-character: line-break;" />
</span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">‘Gök Nerede’
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>albümünden sonra sanatçı Mirkelam'a
saygı albümünde "Laubali" şarkısını coverlar. Dokunduğu her şarkıyı
ciddi anlamda başka formlara sokan Mabel Matiz bir disko şarkısını akustik hale
çevirir. <br />
Konserler, festivaller derken sanatçı kendi özgünlüğüyle adından bahsettirmeyi
başarır. Fakat anlatılan hikâyeler "Gök Nerede" albümünden sonra
farklı yerlere evrilir. <br />
<br />
<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Pop ve Fütüristik İmgeler</i><br />
Takvimler Ağustos 2017'yi gösterdiğinde Mabel Matiz'in yeni single'ı yayınlanır.
Progresif veya akustik olarak üretilmiş müzikal stil bu kez yerini Synth-Pop'a
bırakır. Sanatçı kariyerindeki rotasını değiştirerek daha radikal bir konuma
sapar. "Ya Bu İşler Ne" adlı şarkı hızlı ritmi ve sözleriyle bomba
etkisi yaratır. Çalışmanın videosu da Pop Art etkileri taşır. Görüntülerde
sanatçının birbirinden farklı ve renkli halleri yer alır. Anıl Can'ın çektiği
yaratıcı video kuşkusuz memleketin popüler kültüründe apayrı bir yere oturur.
David Bowie'den çeşitli nesnelere kadar Pop Art imgeleri videonun her yerinde
gezinir. Daha melankolik karakteriyle gözümüze çarpan Mabel Matiz o imajını bu
kez yerle bir eder. Liste başarıları, tıklanma oranları, hayran kitlesinin
büyüklüğü gibi unsurlarla birlikte son yirmi yıl içinde popüler müzikle sanatı
buluşturan nadir sanatçılardan biri haline gelir. Aradan kısa bir süre
geçtikten sonra bu defa "Öyle Kolaysa" şarkısıyla karşılaşırız.
Çalışma ‘Telifmetre’ dâhil olmak üzere şimdiden 2018'in en çok çalınan şarkıları
arasında girdi bile. Şarkıya çekilen videonun ana teması aşkın imkânsızlığıyken
sanatçı romantik prens imajıyla etnik motiflere sarılır.<br />
Mabel Matiz dokunduğu her eski şarkıyı yeni hallere büründürdüğü için yine
tribute albümlerde yer almaya devam ediyor. "Maya" isimli yeni albüm
çıkmadan önce sanatçıyı Yıldız Tilbe'nin "Değilsin" coverı ve Selda
Bağcan'la düeti "Yuh Yuh" ile iki farklı albümde görüyoruz. <br />
Kısa zaman önce de "Maya" albümü piyasaya çıktı. Çok sesli, ritimli
fütürist imgelerin gezindiği çalışmalar diğer eserlerden farklı bir şekilde radikal
değişimlerin ürünü olarak karşımıza çıkıyor. "Canki", Fransızca olan
"Comme un Animal", "Yıldızların Peşinde", "A
canım" gibi şarkılarla Mabel Matiz akustik stilinden çok disko çizgisine
kayıyor. Cinsel deneyimlerden, hayal kırıklıklarına uzanan geniş bir duygu
poetikası albüme hâkim oluyor. Aile ilişkileri ve bilhassa sanatçının babasıyla
olan iletişimi "Babamı Beklerken" şarkısında karşımıza çıkıyor. Tolga
Akyıldız, Naim Dilmener gibi önemli müzik eleştirmenlerinden de tam not alan
"Maya" daha da adından söz ettireceğe benziyor. <br />
<br />
<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Popüler Müziğin Seyrini Değiştiren Portre</i>
<br />
Türkiye'de Türkçe Pop fenomeni 1961 yılında İlham Gencer'in "Bak Bir
Varmış Yokmuş" şarkısıyla başlar. Yabancı müziklere Türkçe sözler
yazılarak gelişen pop müzik zaman içinde çok farklı yerlere evrilir. Zaman
zaman edebiyatla ilişkisini sıkı tutarken politik tavır da edinir. Bağlama,
piyano gibi müzik aletleri kimi sanatçıların ifadesine dönüşür. 70'lerde Timur
Selçuk'un piyanosu, Selda Bağcan'ın gitarı, Erkin Koray'ın elektro bağlaması ‘80
sonrası yerini arabeskin hegemonyasına bırakır. Yine de MFÖ'den Sezen Aksu'ya
varana dek pop ayakta durur. 90'lara hızlı geçişle pop biraz da olsa belini
doğrultur. <br />
Hiç kuşkusuz bu geçişin etkisiyle Mabel Matiz de geçmişi ihmal etmiyor. Hatta
Ajda'nın, Barış Manço'nun, Sezen Aksu'nun ya da Erkin Koray'ın diskografisine
kayıtsız kalmadan kendi özgünlüğüne odaklanıyor. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>2010'lu yıllarda çöplük diyebileceğimiz atarlı
giderli şarkıların dönemindeyiz. İşte bu süreçte Mabel Matiz çöplükte inci
misali gibi parlıyor. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Sadece
batıya değil, Anadolu coğrafyasına da göz kırpmaktan geri kalmıyor.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Lirik sözlerle
edebiyatçılara selam eden, halk ozanını andıran imaj oluşturarak ve renkli bir kolaj
gibi karşımıza çıkan Mabel Matiz; popüler müziğin seyrini değiştiren nadir
sanatçılardan olma özelliğini taşıyor. Onun anlattığı hikâyeler ışık saçmaya
devam ettikçe bizlere de kulak vermek düşüyor. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraph" style="text-align: justify; text-indent: -18pt;">
<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-list: Ignore;"> 1)<span style="font: 7pt "Times New Roman";">
</span></span></span></i><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Ajda
Pekkan’nın yazısı:<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>http://www.hurriyet.com.tr/bir-mesaj-attin-kalbimi-yaktin-23566335</span></i></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm;">
<br /><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"></span></div>
<!--[if gte mso 9]><xml>
<o:DocumentProperties>
<o:Version>12.00</o:Version>
</o:DocumentProperties>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml>
<w:WordDocument>
<w:View>Normal</w:View>
<w:Zoom>0</w:Zoom>
<w:TrackMoves/>
<w:TrackFormatting/>
<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>
<w:PunctuationKerning/>
<w:ValidateAgainstSchemas/>
<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>
<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>
<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>
<w:DoNotPromoteQF/>
<w:LidThemeOther>TR</w:LidThemeOther>
<w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian>
<w:LidThemeComplexScript>X-NONE</w:LidThemeComplexScript>
<w:Compatibility>
<w:BreakWrappedTables/>
<w:SnapToGridInCell/>
<w:WrapTextWithPunct/>
<w:UseAsianBreakRules/>
<w:DontGrowAutofit/>
<w:SplitPgBreakAndParaMark/>
<w:DontVertAlignCellWithSp/>
<w:DontBreakConstrainedForcedTables/>
<w:DontVertAlignInTxbx/>
<w:Word11KerningPairs/>
<w:CachedColBalance/>
</w:Compatibility>
<m:mathPr>
<m:mathFont m:val="Cambria Math"/>
<m:brkBin m:val="before"/>
<m:brkBinSub m:val="--"/>
<m:smallFrac m:val="off"/>
<m:dispDef/>
<m:lMargin m:val="0"/>
<m:rMargin m:val="0"/>
<m:defJc m:val="centerGroup"/>
<m:wrapIndent m:val="1440"/>
<m:intLim m:val="subSup"/>
<m:naryLim m:val="undOvr"/>
</m:mathPr></w:WordDocument>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml>
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"
DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="267">
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Normal"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="heading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="35" QFormat="true" Name="caption"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="10" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" Name="Default Paragraph Font"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="11" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtitle"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="22" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Strong"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="20" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="59" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Table Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Placeholder Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="No Spacing"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Revision"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="34" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="List Paragraph"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="29" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="30" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="19" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="21" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="31" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="32" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="33" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Book Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="37" Name="Bibliography"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" QFormat="true" Name="TOC Heading"/>
</w:LatentStyles>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>
<style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Normal Tablo";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-qformat:yes;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:10.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:115%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:"Calibri","sans-serif";
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;
mso-bidi-font-family:"Times New Roman";
mso-bidi-theme-font:minor-bidi;
mso-fareast-language:EN-US;}
</style>
<![endif]--></td><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><br /></td><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><br /></td><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><br /></td></tr>
</tbody></table>
İlker C. Binerhttp://www.blogger.com/profile/13679879014355080032noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3401401850790976426.post-89118688288310909312015-12-08T10:47:00.000-08:002015-12-22T06:48:03.864-08:00Dili Yarmak: Foucault, Dil ve Edebiyat<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhwQRj0HwhoiJ4OpFtEepwEN7XOIkpB0UBD-699xrsqDc-P8EN-egpvDJM4d20L6o1T_xh9dE8Le62BhGq_LFE0qMmNGXu8NMaFBao4P18rln8-9ZRyDm4bQL7nFx_smw_0WfCaiqc68_Y/s1600/b%25C3%25BCy%25C3%25BCk-yabanc%25C4%25B1.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhwQRj0HwhoiJ4OpFtEepwEN7XOIkpB0UBD-699xrsqDc-P8EN-egpvDJM4d20L6o1T_xh9dE8Le62BhGq_LFE0qMmNGXu8NMaFBao4P18rln8-9ZRyDm4bQL7nFx_smw_0WfCaiqc68_Y/s320/b%25C3%25BCy%25C3%25BCk-yabanc%25C4%25B1.jpg" width="214" /></a><br />
(Post Dergi/Metis Kitap)<br />
<br />
<span style="background-color: white; color: #171617; font-family: 'PT Sans'; font-size: 16px; line-height: 26px;">Gilles Deleuze, Foucault üzerine yazdığı bir yazıda Foucault’nun konferans metinleri ve söyleşilerinin tamamıyla yapıtının bir parçası olduğunu söyler ve şöyle devam eder: ‘Foucault’nun söyleşileri, tamamıyla yapıtının bir parçası ise bunun sebebi, her defasında bizi güncel sorunlarımıza taşıyan topolojik bir operasyon gerçekleştirmelerindendir. Foucault’nun yapıtı düşünceye öncesinde bilinmeyen yeni bir koordinat sistemi keşfettirecek. Felsefede ışığın en güzel tablolarını boyuyor ve bugüne kadar görülmemiş sözcelerin eğrilerini çiziyor. Bizim için, düşünmenin anlamını değiştiren tüm büyük yapıtlara ekleniyor. Foucault’nun yapıtı felsefenin dönüşümüne işaret etmeyi bitirmedi.’(1) </span><br />
<div style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: inherit; color: #171617; font-family: 'PT Sans'; font-size: 16px; line-height: 26px; margin-bottom: 26px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Deleuze, Foucault’nun yapıtı derken kuşkusuz Foucault’nun düşünce yaşamına gönderme yapıyor. Foucault’nun ‘bir sanat yapıtı olarak yaşam’ ya da ‘yaşamı bir sanat yapıtına dönüştürmek’ fikrinden yola çıkarak ‘yapıt’ kelimesini kullanıyor. O halde <em style="border: 0px; box-sizing: inherit; font-family: inherit; font-weight: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Büyük Yabancı</em><a href="http://www.metiskitap.com/catalog/book/6067" style="border: 0px; box-sizing: inherit; color: #171617; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; transition: all 0.2s cubic-bezier(0.445, 0.05, 0.55, 0.95); vertical-align: baseline;" target="_blank"></a> Foucault’nun söyleşilerinden/radyo konuşmaları, konferans metinlerinden derlenmiş bir kitap olsa da Foucault’nun yapıtının bir parçası…</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: inherit; color: #171617; font-family: 'PT Sans'; font-size: 16px; line-height: 26px; margin-bottom: 26px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<span style="border: 0px; box-sizing: inherit; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">1. Dil ve edebiyatla ilişki kurmak</span><br />
<em style="border: 0px; box-sizing: inherit; font-family: inherit; font-weight: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Büyük Yabancı</em> Phillippe Artieres, Jean François Bert, Mathieu Potte-Bonneville ve Judith Revel’in bir sunumuyla açılıyor. Sunumun başlangıcında Foucault’nun dil ve edebiyatla olan ilişkisi vurgulanmış. Sonrasında fark ettiğimiz temel mesele tam da Deleuze’ün bahsettiği Foucault’nun topolojik operasyonları. Edebiyatla olan ilişkisi de bu operasyonlarla paralel gidiyor.<br />
Foucault 1950’de Saint-John Perse’i, 1951’de Kafka’yı, 1953’ten itibaren ise Bataille ve Blanchot’yu okumuş. Ardından 1956’da yurtdışına çıkarak Uppsala ve Varşova’da her gün Fransız Kültür Merkezi’nin kütüphanesini ziyaret etmeye başlıyor. O yıllarda Sade’dan Jean Genet’ye kadar pek çok yazar hakkında dersler veriyor ve hatta tiyatro kulübüne rehberlik de ediyor. 1960’ların başına gelindiğinde ise <em style="border: 0px; box-sizing: inherit; font-family: inherit; font-weight: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Deliliğin Tarihi</em> için yaptığı okuma notlarına Foucault ‘edebiyat deneyimi’ diyor. Bu deneyimi ise ’17.yüzyıldan bu yana edebiyatın eğilimi hattı’ olarak açıklıyor. Görüldüğü üzere 1950’den itibaren Foucault edebiyatla olan ilişkisinde yeni koordinat sistemleri keşfederek düşüncede yeni alanlar açıyor.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: inherit; color: #171617; font-family: 'PT Sans'; font-size: 16px; line-height: 26px; margin-bottom: 26px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<span style="border: 0px; box-sizing: inherit; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">2. Sunumda gizli iki kavram </span><br />
Kitabın sunum bölümü ilerledikçe Foucault’ya dair iki gizli kavramla karşılaşıyoruz. Bu kavramlar Foucault’nun düşünce yaşamında önemli olan iki temel kavram. Birisi ‘ikiye katlama’ diğeri ise ‘dışarı’ kavramı. Kitapta bu iki kavram üzerinden yayılan metinlerin varlığıyla karşılaşıyoruz.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: inherit; color: #171617; font-family: 'PT Sans'; font-size: 16px; line-height: 26px; margin-bottom: 26px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<span style="border: 0px; box-sizing: inherit; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">3. İkiye Katlama </span><br />
İkiye katlama ya da sürekli ikileme, hem dünyanın belli bir andaki düzeni ve temsillerinin hem de bu temsillerin aşırı boyutunu en uç noktaya kadar gidilerek dile getirilmesi demek. Foucault’nun delilik, klinik ve insan bilimlerinin doğuşu gibi konularda kullandığı‘ikiye katlama’ kavramı değişkenlik sergiler ama kavrama delilik, dil ve edebiyat düzleminde baktığımız zaman dünya üzerine söylemleri düzenleme biçimimizin tarihselliğini bazı edebiyat metinleri üzerinden analiz eder. Kitapta ‘Delilerin Sessizliği’ adlı radyo konuşmalarından derlenmiş metin ‘ikiye katlama’ adı verilen kavramın serimlenmiş versiyonlarıyla doludur. Bu metinde Foucault Shakespeare’in yarattığı Kral Lear figürünü delilik üzerinden açıklamaya girişir. Shakespeare’in <em style="border: 0px; box-sizing: inherit; font-family: inherit; font-weight: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Kral Lear</em> oyunundan bazı kesitlere yer veren Foucault Kral Lear’ın trajik bir delilik deneyimi halinde olduğunu belirtir.<br />
Yine Cervantes’in Don Quijote’sinin Kral Lear’ın deliliğinden farklı olduğunu vurgulayarak Don Quijote’nin kendi deliliğini görebilecek kudrette olduğunu belirtir. Böylelikle Foucault deliliğin bilinci tartışmalarına da kapı açmış olur.(2)<br />
‘İkiye katlama’ adı verilen kavram kitabın ‘Dil ve Delilik’ adlı bölümdeki metinlerde daha belirgindir. Foucault ‘Delilerin Sessizliği’, ‘Delirmiş Dil’ gibi metinlerde 17. yüzyıl ve 18.yüzyıldaki delilik deneyimlerini edebi metinlerle aktarmaya çalışıp delilik deneyimlerini en uç noktasına kadar anlatmayı dener. ‘Edebiyat ve Dil’ adlı konferans metinlerinde de 15. yüzyılın sonundan 17.yüzyılın başına kadar temsil, imge, görünüş, hakikat, analojinin yerkürenin temel mekânında sunulduğunu belirtir. Yani dünyanın belirli bir andaki düzeninin yansımalarını yine bu metinde bulabiliriz.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: inherit; color: #171617; font-family: 'PT Sans'; font-size: 16px; line-height: 26px; margin-bottom: 26px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<span style="font-family: inherit; font-style: inherit;"><span style="font-weight: 700;">4. Dışarı</span><b><br /></b></span>1966 yılında Maurice Blanchot’ya dair yazdığı bir metinde Foucault ‘dışarı’ deneyiminin ne olduğunu, ‘düşünüyorum’ ile ‘konuşuyorum’un birbirinden ayrılması olarak tanımlar. Dil konuşan öznenin ortadan kayboluşuna meydan okumak ve onun boş yerini kendi sonsuz akışının kaynağı olarak kaydetmek zorundadır. O halde dil ‘söylemin varlık biçiminden, yani temsilin egemenliğinden kurtulur ve edebi söz, her biri ötekilerden farklı, en yakınındakilere bile mesafeli olan her noktasının onları aynı zamanda hem birleştiren hem ayıran bir alanda hepsine göre kurulduğu bir ağı oluşturan bizzat kendinden hareketle gelişir.’(3)<br />
‘Düşünüyorum’ ile ‘konuşuyorum’ bağının çözüldüğünün saptanması ve dilin kendi dışına sızması kitapta ‘Delirmiş Dil’ adlı metinde kendini bulur.<br />
‘Delirmiş Dil’ adlı metninde Foucault şöyle der: ‘Konuşan her insan deli olmanın mutlak özgürlüğünü, en azından gizlice, kullanır; keza deli olan ve bu nedenle insanların diline tamamen yabancılaşmış gibi görünen her insan da, öyle sanıyorum ki, dilin kapalı evreninde hapsolmuş durumdadır.’<br />
Delilik ile dil arasındaki bu açmaz ‘Edebiyat ve Dil’ adlı oturum metninde çözülür. Metinde Proust’un <em style="border: 0px; box-sizing: inherit; font-family: inherit; font-weight: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Kayıp Zamanın İzinde</em> adlı yapıtını inceleyen Foucault yapıtın bir ara mekân yarattığını söylüyor. Bu ara mekân edebiyat dilinin derin varlığını oluşturur. İçsel, tematik, dramatikleştirilmiş, anlatılmış, öyküleştirilmiş yansımalar olarak bir ‘ara mekân.’ İşte bu ara mekânı yaratmak Foucault’nun kavramsallaştırdığı ‘dışarı’nın düşüncesidir.<br />
Sade üzerine verdiği konferanslarda da ‘dışarı’ kavramının izlerini görürüz. Sade’ın sürekli yeniden yazma-okuma halleri hayal gücünün yeniden ileri atılmasını sağlar ve her yazdığında yeni sınırlar aşılmış olur. Yazı önünde sonsuz bir mekân açar ve imgeler, hazlar, ihlaller o mekânda hiçbir sınırla karşılaşmadan çoğalabilirler. Foucault’nun Sade konferanslarında incelediği Sade metinleri skandala yol açan, sınıflandırılamaz, karar verilemez, fragmenter, rastlantısal ve ihlal doludur. Bu metinler doğrudan ‘dışarı’ kavramından izler taşır.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: inherit; color: #171617; font-family: 'PT Sans'; font-size: 16px; line-height: 26px; margin-bottom: 26px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<span style="border: 0px; box-sizing: inherit; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">5. Dil ve Mücadele</span><br />
Dilin bir kez daha karanlık bir kutu olduğu dönemlerden geçiyoruz. ‘Milli irade’, ‘paralel’ ve ‘terör’ gibi belirli söylemlerin hegemonyasını kırabilmek için dil kuşkusuz bizler için önemli çünkü dilin yarattığı söylemin düzeni dünyanın düzeniyle iç içedir. Söylemlerin hegemonyasında çatlaklar açabilmek adına dilin düzensizliğini ya da Foucault’nun ‘dışarı’ ve ‘ikiye katlama’ kavramlarını kullanabilmek ya da o kavramları uygulayabilmek bizler için hayati bir önem taşıyor. İktidar ya da otorite karşıtı mücadelelerde başka stratejiler de vardır ama dil de bu mücadelede başat bir önem taşır. Bir sızıntı, fısıltı misali kendi dilimizin çizgilerini çizmenin zamanı geldi de geçiyor.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: inherit; color: #171617; font-family: 'PT Sans'; font-size: 16px; line-height: 26px; margin-bottom: 26px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
1.Gilles Deleuze, <em style="border: 0px; box-sizing: inherit; font-family: inherit; font-weight: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">İki Delilik Rejimi: Michel Foucault’nun Temel Kavramları Üzerine </em>, Bağlam Yayınları, sf. 271.<br />
2.‘Delilerin Sessizliği’ adlı metinde Foucault Cervantes’in Don Quijote yapıtı üzerinden delilik ve bilinç meselesini tartışmaya girişir ve Quijote’den metinler örnekleyerek delilik ile deliliğin bilinci arasındaki ilişkiyi tartışır.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: inherit; color: #171617; font-family: 'PT Sans'; font-size: 16px; line-height: 26px; margin-bottom: 26px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
3.Michel Foucault, <em style="border: 0px; box-sizing: inherit; font-family: inherit; font-weight: inherit; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Sonsuza Giden Dil: Dışarı Düşüncesi</em>, Ayrıntı Yayınları, sf. 197.</div>
İlker C. Binerhttp://www.blogger.com/profile/13679879014355080032noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3401401850790976426.post-35472560268518294412015-11-18T01:17:00.001-08:002015-12-22T06:47:00.112-08:00Makinenin Adı: Güne Söylediklerim<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiVNiGbISBYgljv5YwY6y7G5Blh4PnWbM04IkBIseTTFqDHU9VjwXouSvZkN8i6B5hFBhuBg91sWFRjH2vvCEqTtrTUHABoZpXPKR1vHU3er-Vhk-Iwctpp0_ZId1SbJ5Ty_30hiihLkQs/s1600/phpThumb_generated_thumbnail.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiVNiGbISBYgljv5YwY6y7G5Blh4PnWbM04IkBIseTTFqDHU9VjwXouSvZkN8i6B5hFBhuBg91sWFRjH2vvCEqTtrTUHABoZpXPKR1vHU3er-Vhk-Iwctpp0_ZId1SbJ5Ty_30hiihLkQs/s320/phpThumb_generated_thumbnail.jpeg" width="211" /></a></div>
(Post Dergi-Metis Kitap) <br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Nietzsche
için sanatçı bir uygarlık hekimidir. Uygarlık hekimi olan sanatçı yalnız
uygarlıkların hastalıklarını teşhis eden bir uzman değildir. Güncel koşulların
eleştirisini ve değişim etkisini ortaya koyan bir üreticidir. Estetik işlevi
içerisinde yapıtı doğrudan bir eleştiri işlevi üstlenir çünkü yapıtı toplumsal
algının uzamını eleştiren, beğenileri etkileyen, alışkanlıkları alt-üst eden
bir değerdir. Yaşamın kendisine nüfuz eder. <br />
Kuşkusuz Murathan Mungan bir uygarlık hekimi. Şiirden denemeye, romana kadar
pek çok türde yapıtlar üretmiş bir sanatçı. Bu yazıda Murathan Mungan’ın bir
kitabının eleştirisini yapmaya çalışacağım. <br />
Yapıtın yürümesi, konuşması için, yapıtın düzenlenmiş yapısını bozacak yapıt
içi dönemeçleri, labirentleri ve galerileri araştırmaya çalışacağım. Yapıtın
haritasını çıkararak, yapıttaki yer altı kaynaklarını, beslenme ağlarını ve
barınak yerlerini ortaya çıkarmaya özen göstererek, yapıttan nasıl yeni
fikirler doğar sorusunun peşinde dolaşacağım. <br />
<br />
<b><i>1.Güne
Söylediklerim <br />
</i></b>Murathan Mungan’ın yapıtının ismi: Güne Söylediklerim. Kitap Mungan’ın
birbirinden farklı denemelerinden oluşuyor ve ‘İşler ve Günler’ adında bir
metinle başlıyor. ‘İşler ve Günler’ başlığı Hesiodos’un ‘İşler ve ‘Günler’ adını
taşıyan kitabına da bir gönderme niteliğinde. İş, işçilik gibi sözcüklerin
emeği, göz nurunu ve zamanı işaretleyen anlamını sevdiğini belirtmiş sanatçı. <br />
Yapıttaki metinler iki bölüme ayrılmış: ‘İstediler Yazdım’ ve ‘Güne
Söylediklerim.’ ‘İstediler Yazdım’ başlığı sanatçının ‘Hayat Atölyesi’ ve
‘Tuğla’ adlı yapıtlarında da var. Sanatçı bu başlığı bu yapıtta da sürdürmek
istediğini belirtmiş. Bu başlık altında sergi kataloğuna, gazeteye ve bir
dergiye yazdığı yazılar var. ‘Güne Söylediklerim’ başlığı altındaki yazılar ise
sanatçının özel günler nedeniyle yaptığı konuşma metinlerini içeriyor. <br />
Metinlerin hiyerarşik bir bütünlüğünün olmaması, metinlerin yatay bir biçimde
birbirlerinin içinden geçmelerine olanak sağlıyor. Yapıttaki düzenlenmiş
metinleri ele almaktansa, metinleri birbirleriyle birleştirerek hangi dönemeç,
labirent ve galerilerden geçileceğine ve yine metinlerdeki başka noktalardan
girerek metinlerden yepyeni yer altı yuvaları hazırlayabiliriz. <br />
<br />
<br />
<b><i>2.Şimdinin
Ontolojisi <br />
</i></b>Başlangıç metni olan ‘İşler ve Günler’ şöyle bir cümleyle bitiyor: ‘<i>Bazen bir fotoğrafın, bir günün arkasında
koca bir tarih durur.’ </i>Şimdiye odaklanan bu cümle ne anlatmakta? Şimdimiz
nedir? Bir günün arkasında biriken koca bir tarih neye işaret eder? <br />
2015 Hrant Dink anma konuşması metninde
1938 Dersim kıyımı, 1978 Maraş katliamı, 1955 6-7 Eylül olayları, 1993 Madımak
katliamı, Roboski ve Cumartesi Annelerinden bahseder. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Çünkü
gelmeyen adalet o olayların faillerinin gizliliğinde yatar. 19 Ocak 2015
yılında yapılan konuşma metni şimdinin doğasına işaret eder. O anki seslenişin
ardında asırlık bir tarih vardır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif";">2015
HrantDink’i anma konuşması metninden bir cümle<i>: ‘Bu coğrafyanın halkları, düzayak yapılmış çözümlemeler, üstünkörü
saptamalarla ışıklandırılmayacak kadar karmaşık, çok katmanlı bir geçmişten,
tarihin labirentinde kaybolmuş pek çok hikâyenin içinden geçip gidiyor.’ <br />
</i>Bir uygarlık hekimi olan sanatçı kendi coğrafyasındaki fay hatlarını
izleyerek tarihin labirentlerinde kaybolmuş hikâyelere işaret ediyor ve çok
katmanlı bir geçmişi hatırlatıyor. Çünkü şimdinin ontolojisi fay hatlarını
izleyerek tarihsel bir kavrayışa ulaşmak ister. <br />
Kitaptaki bir başka metin olan ‘Dara Mirada’ tarihin labirentinde kaybolmuş
Ezidilerle ilgilidir. Metin Ezidilerin kader haritası ya da soy/neseplerine
dair bir araştırma değildir. Bir halkın fay hatlarını izleyerek onların nasıl
iktidar ilişkilerine maruz kaldıklarına ve tarih sahnesinden nasıl silinmeye
çalışıldıklarına odaklanmakta. O metinden başka bir cümle: ‘<i>Geçmişin bu arkeolojisi, bizi ucu
günümüzdeki tartışmalara ve bölgede hâlâ kanla fokurdayan çatışmalara uzanan
pek çok şeyin kaynağına ulaştırırlar.’ <br />
</i>Mevcut politik olanaklılık alanını genişleten ‘Dara Mirada’ adlı metin fay
hatları boyunca resmi tarih ideolojisini alt-üst etme zeminini de taşıyor. Çünkü Ezidi halkının kırılma tarihlerinin
özellikle üzerinde duruyor ve halk üzerindeki iktidar mekanizmalarını ifşa
ediyor. <br />
Ezidilere dair bir fotoğraf albümünün önsözü olan ‘Dara Mirada’ adlı metin
şöyle bitiyor : <i>‘Çok yıl sonra Ezidiler
için yazdığım bu yazıya ‘Dara Mirada’ yani dilek ağacı başlığını koyarak, tüm
insanların dili, dini, mezhebi, inancı ya da inançsızlığı, cinsiyeti, teninin
rengi, etnisitesi, siyasi görüşleri ve her çeşitten kimliği nedeniyle
yargılanıp dışlanmadığı, ötekileştirilmediği, zulüm görmediği bir dünya
dileğimi bu kadim inancın dilek ağacına asmak istedim.’</i><br />
Bu cümleler bir dünya dileği olsa da, cümleler arasında beliren ‘cinsiyet’
ifadesi kitaptaki ‘Köprüdeki Kadınlar’ adlı metinde kendini bulur. Bu metin
erkek egemen değerlerle işleyen koca bir sisteme işaret etmekte. Coğrafyanın
ötekine tahammülsüz bir ruh iklimine teslim edildiğini belirten sanatçı, metnin
ilerleyen satırlarında coğrafyaya damgasını vuran cesur kadınları teker teker
anar. <br />
‘Köprüdeki Kadınlar,’ ‘Dara Mirada’ ve ‘2015 Hrant Dink Anma Konuşması’ ‘biz
kimiz’ sorusuna yönelirken hem tarihe hem de felsefeye politik bir görev
yükler: Beden ve bedenlerimizi tanıma görevi. <br />
Şu cümle ise 2013 Londra Uluslarası Kitap Fuarı Kapanış Konuşmasından: <i>‘Bizi dünyalı kılan şey başkalarını tanıma
ve kabullenme gücümüz.’ <o:p></o:p></i></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%;">
<b><i><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">3.Kaçış
Çizgileri<o:p></o:p></span></i></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Deleuze
‘<i>belki yazmak kaçış yollarıyla temel
ilişki içindedir</i>’ der. Ama kaçış yolu Deleuze’e göre önceden var olan
değildir. Yoğun bir gücüllük üretir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Yayılma,
çoğalma ya da iktidar ilişkilerini istila etme etkisi yaratır. Belirli güçlere
karşı öznel bir tepkiyle üretilmiş ve her daim güncellenebilir bir yapıt
oluşturur. Yenilikçi bir biçim olarak tikelin gücü, der Deleuze. Tikelin gücünü
şöyle vurguluyor Murathan Mungan: <i>‘Hepimizin
hayatı biriciktir. Dünya kurulalı beri yaşamış milyarlarca insanın her birinin
hayatı biricik. Biricikliğin yalnızlığı insanoğlunun temel öyküsüdür.</i>’
(Kitaptaki 2015 Dünya Öykü Günü Bildirgesinden.)<i><br />
</i>Tikel olma hali, yani bu küçük konumdur yeniliğe açılan. Yeniliktir kaçış
çizgileri yaratan. <br />
Kitaptakidiğer metinlerden biri <i>‘Sevim
Burak’ın Çengelliiğneleri’</i> başlığını taşıyor. Metnin başlığını şöyle de
değiştirebiliriz: ‘<i>Sevim Burak’ın Kaçış
Çizgileri.’</i>Metinde sanatçı Sevim Burak’ın metinlerinin dikotomik
çerçevelere (anonim dünyanın hikâyeleri,
ortak edebiyat tutumları, Kemalizm, toplumcu gerçekçilik) indirgenemeyeceğini
vurgular. Aksine, der Mungan: ‘<i>Birbirinden
çoğalan akan metinler.</i>’ Çok seslilikle birlikte Sevim Burak’ın metinlerindeki
kaçış çizgilerinin farklı halleri, farklı çizgi tipleri ve bunların iç içe
geçmişliği hayatın yeniden yapılabilir haritasını oluşturuyor. <br />
Şöyle diyor yazar<i>: ‘Biz Sevim Burak
özelinde yalnızca kendi yazdıklarını doğru anlatmaya çalışan bir yazarı değil,
aslında anonim bir zihniyetle, herkesi birörnekleştirmeye çalışan baskıcı bir
ortamda bireyselliğini savunan sanatçının sesini de duyarız. <o:p></o:p></i></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%;">
<i><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">O yüzden ben bu yazıyı sadece
Sevim Burak’ın kendi yazarlığı için değil, edebiyatımızda bütün kenarda bırakılmış,
kıyıda unutulmuş, kenara çekilmeye, kızağa itilmeye çalışılan yazarların sesi
olarak okuyorum.’<o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%;">
<b><i><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">4.Bir
deneyim alanı olarak ağın gördükleri <br />
</span></i></b><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Yapıttaki
‘Ağın Gördükleri’ adlı metin Murat Germen’in fotoğraf albümü için yazılmış bir
sunuş yazısı. Mungan, Murat Germen’in fotoğraflarını derinlemesine incelemekten
kaçınmamış. Fotoğrafları ‘zaman ve mekan,’ ‘sinemaskop duyarlılık,’ ‘hacim,’
‘geometri,’ ‘verev kesişmeler ve merkezsizleşme,’ ‘ışık ve aydınlatma,’
‘gerçeklik ve imge,’ ‘metinsel altyapılar,’ ‘iki döngüsel parametre,’ ‘an fotoğrafları,’ ve ‘haz’ gibi bambaşka
altbaşlıklarda inceliyor. İncelemeler dışarı dönük bir çift gözlük gibi. Her
bir alt başlık okundukça çoğalıyor. Böylelikle fotoğraf bir yorumlama değil bir
deneyim alanının kendisi haline geliyor. Metinde Mungan’ın Paul Valery’den
alıntıladığı bir söz var: <i>‘Resim üzerine
konuşmaya kalkan kişi sürekli özür dilemek zorunda kalır.’</i>Mungan bu
alıntıdan sonra şöyle devam eder: <i>‘Bence
bu söz nicedir fotoğraf için de geçerli’<br />
</i>İşte deneyim alanı olarak fotoğraf! <br />
<br />
<b><i>5.Bir
Makine<o:p></o:p></i></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Her
sanat yapıtı bir makinedir. Bir anlama ya da yoruma indirgenemez. Esas mesele
yapıtı çalıştırabilmektir. Çünkü yapıt çalıştırılmazsa beraberinde kullanım
sorunu ortaya çıkar. Görüldüğü üzere <i>Güne
Söylediklerim</i> bir makine. Yapıt içinde birbirinden farklı gibi duran
metinler toplumsal bedene etki eden siyasi etkiler üretiyor. <br />
‘<i>Güne Söylediklerim</i>’ her daim
çalışabilecek, içerisindeki metinler dönüp dönüp tekrar çalıştırılmayı hak eden
bir etki yaratmayı başarıyor. <o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Bu
metinler <a href="https://www.blogger.com/null" name="_GoBack"></a>çoğalmayı, çoğaltılmayı bekliyor. <o:p></o:p></span></div>
İlker C. Binerhttp://www.blogger.com/profile/13679879014355080032noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3401401850790976426.post-51063362325122482292015-07-31T02:18:00.000-07:002015-07-31T02:19:01.519-07:00Sanatın Politikası: Eksilen Zaman<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhatXRdEABxGBkpURItJM0NNejqcIaJ1dWILeUU2dMs4m1uyjqUZOz74dQt9a7w8g9-G61IvOQHwyZCKKeADbP2tMABDNAgONialfMc87Y8DzqVpbbnwHpLB8tHhmrfEHd6cZTP7VV6Meg/s1600/eksilenzamandddd.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhatXRdEABxGBkpURItJM0NNejqcIaJ1dWILeUU2dMs4m1uyjqUZOz74dQt9a7w8g9-G61IvOQHwyZCKKeADbP2tMABDNAgONialfMc87Y8DzqVpbbnwHpLB8tHhmrfEHd6cZTP7VV6Meg/s320/eksilenzamandddd.jpg" width="228" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif";">(İstanbul Art News-Mayıs 2015)<br />Foucault
Kant üzerine yazdığı ‘Aydınlanma nedir’ makalesinde Kant’ın Aydınlanma ile
ilişkisini inceler. Foucault’ya göre felsefe tarihinde ilk kez bir filozof
–yani Kant- gündemi anlama, açıklama, güncel bir meseleyi yorumlamaya
çalışmıştır. Kant Aydınlanma’yı, insanlığı ergen statüsünden kurtulmak olarak
açıklamıştır. Çünkü Aydınlanma ruhu, aklın kendini kamusal alanda özgürce ifade
edebilmesidir. Kant bir yandan kilisenin, diğer yandan iktidar olanın toplum
üzerinde kurduğu tahakküme ancak aklın kamusal alanda özgür kullanımı ile
karşılık verebileceğini söyler. Aydınlanma; yönetilme biçimlerine karşı bir
eleştiridir. Eleştiri toplumsal ifadeyi mümkün kılan bir niteliktir. Fakat
Foucault ile Kant’ı birbirinden ayıran en önemli özellik bir nitelik olarak
eleştirinin içerdiği anlamdır. Kant eleştiriye negatif bir anlam yükler.
Eleştiri aklın sınırlarıyle ilgilidir. Akıl ‘a priori’ olarak kavrabildiği nesneler
ile doğru bir ilişki içine girebilir. Eleştiri; aklın kendini sınırlandırma,
kısıtlanmasına yönelik bir yöntemdir. <br />
Foucault ise eleştiriyi negatif bir yöntem olarak ele almaz. Eleştiri;
Foucault’ya göre tesis edici bir güçtür. Eleştirinin tahakküme karşı kudreti ve
tahakkümü ortadan kaldırıcı bir gücünün olması gerekir. O halde hem Foucault
hem de Kant’tan yola çıkarak filozofu şöyle açıklayabiliriz: Filozof günceli
anlayan, açıklayan ve getirdiği eleştirilerle tahakkümü, baskıyı ortadan
kaldırmaya çalışan kişidir. <br />
Bu da filozofun ‘sanatçı’ versiyonu: Sanatçı günceli anlayan, açıklayan,
getirdiği eleştirilerle tahakkümü, baskıyı ortadan kaldırmaya çalışan kişidir.
Mesele sanatçıya bir misyon yüklemek onu bir kimliğe büründürmek değil. Aksine
mesele tüm temsiliyet rejimlerine karşı estetiği ön plana çıkarmak. Sanatçının
günceli anlama, açıklama ve onu eleştirme çabası da tam da tüm temsiliyet
rejimlerine karşı bir duruş sayılabilir. Tabi bu bağlamda güncelin ne olduğunu
da konuşmamız gerekir. Jacques Ranciere’in ‘duyulurun paylaşımı’ kavramı
güncelin ne olduğunu konuşmak için anahtar bir kavram. Duyulurun paylaşımı;
sanatsal uygulamaları açığa çıkaran, genel yapıp etme tarzlarına hem de
görünürlüğün oluş tarzlarına, biçimlerine müdahale eden, mekân konfigürasyonu
sağlayıcı etkisi açısından aşkınsal kategorileri bir kenara bırakarak sanatın
politikası için karşı konulmaz bir olanak sağlayan kavramdır. <br />
Elimizde birbirine tamamlayan 2 kavram var: Güncelin eleştirisi ve duyulurun
paylaşımı. İşte bu iki kavramı Çağrı Saray’ın sergisi ışığında tartışmaya
çalışacağım. <br />
<br />
<b><i>Eski
Sergiler Bir Arada<br />
<br />
</i></b>Çağrı Saray’ın sergisinin adı ‘Eksilen Zaman’. Sergi geçtiğimiz ay
(3-30 Nisan arasında) Galata Rum İlköğretim Okulundaydı. ‘Eksilen Zaman’
sergisi sanatçının kimlik sorgulamaları, kişisel bellek, ev-mekân kavramı,
desen, gravür, fotoğraf ve videolarından oluşuyor. Sergide sanatçının 1999-2015
yılları arasında ürettiği ve bir araya gelen bir dizi çalışmayla
karşılaşıyoruz. Serginin basın bülteninde sanatçının hedefine dair şu ifadeler
kullanılmış: ‘Çağrı Saray belleğinde yer eden, her yeni deneyim ve olayla
yeniden inşa ettiği geçmişine toplumsal olaylar bağlamında tekrar bakıyor.
Yerel ve küresel yaşam koşullarını sarsan, zorlayıcı politik, ekonomik, sosyal
değişimler ve bu değişimlerin hafızayı nasıl dönüştürdüğüne ya da nasıl
eksilttiğine odaklanıyor.’ <br />
‘Eksilen Zaman’ sergisinin bir diğer özelliği sanatçının birbirinin devamı
niteliğinde 2004,2009,2011 yıllarında gerçekleştiği ‘Kırmızı Oda’, ‘Bekleme
Odası’ ve ‘Kayıp Oda’ sergilerinin ilk kez bir arada görülmesi. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif";"> </span><span style="font-family: 'Times New Roman', serif;">Sergide
yer alan ve ‘4/12 Bir Evin Topoğrafyası’ projesinin bir parçası olan, ‘Denizden
Ev’e 282 adım’ ve ‘Okulu ölçmek’ çalışmaları zaman kavramına odaklanırken,
‘Ticari Olmayan Özgeçmiş’ çalışması ise İstanbul sanat ortamının ekonomik ve
sistemsel verileri bağlamında, sanatçı olarak eser üretme dışında üretmek ve
yönetmek zorunda olduğu etkinlikleri ve olanakları belgeliyor.</span><span style="font-family: 'Times New Roman', serif;"> </span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif";">
‘Bellek Mekânları’ resim dizisi, küreselleşmenin temelindeki kentsel dönüşümler
ve tüketim ideolojilerinin egemenliğinin mimari dokudaki görüngelerini
sunuyor. ‘…gibi hissetmek’ ve ‘Rezonans’
başlıklı videolar bireyin günümüz koşullarında doğa ve kent ile ilişkisindeki güç,
direniş, haz, umut ve güçsüzlük, boyun eğme ve umutsuzluğun görsel
metaforlarını yaratıyor. <br />
<br />
<b><i>Dış
Mekân ya da Heterotopyalar: Bellek Mekânları</i></b> ve<b><i>… Gibi hissetmek/Rezonans</i></b><br />
<br />
Serginin mekân kavramı ile doğrudan bir ilişkisi var. Sergiye dair anahtar
kavramlarımızdan biri olan güncelin eleştirisi kavramı ile mekân kavramını bir
arada tutabilmek için mekân kavramının tarihselliğine bir göz atmamız gerekir.
Çünkü içinde bulunduğumuz çağ her şeyden önce mekân çağı. Sanatçının güncelin
eleştirisini yaparken mekân kavramından etkilenmesi de bu yüzden. Fakat mekân
kavramının yeni bir keşif olmadığını söylemekte fayda var. Kabaca geriye doğru
gidersek Ortaçağ’da mekânların hiyerarşik olduğunu söyleyebiliriz. Ortaçağdaki mekânların en temel özelliği
yerli-yerinde olmalarıydı. Yukarıdan aşağı şöyle sıralanmışlardı: Kutsal mekânlar,
şehir mekânları, kırsal mekânlar. Bu mutlak hiyerarşi ve yerli-yerindelikle mekânlar
birbiriyle kesişiyordu. Ortaçağdaki mekânların yerli-yerindeliğini, mutlak
hiyerarşisini bozan isim Galile idi. Galile dünyanın güneş etrafında döndüğünü
keşfetti ve böylelikle herhangi bir şeyin yeri artık onun hareketi içerisindeki
noktadan ibaretti. Böyle bir ‘uzay-mekân’ yaratan Galile ile birlikte
yerli-yerindelik çözülmüş yerini ‘mahal’ ya da yerlere bırakmıştır. Artık
günümüzde mahal/yerlerin mekânlarla doğrudan ilişkisi var. Mekân mahaller
arasındaki ilişkilerden ibarettir. <br />
‘Başka Mekânlara Dair’ makalesinde mekânı kendi içinde ‘iç mekân’ ve ‘dış mekân’
olarak ikiye ayıran Foucault ‘dış mekân’ kavramına ‘heterotopya’ adını verir.
Heterotopya yani heterojen mekân. Kuşkusuz heterotopya kavramının açılımı,
tarihi bu yazıya sığmaz. Fakat sergi açısından çok önemli bu kavramın sanatçı
Çağrı Saray’ın çalışmaları ile doğrudan bir ilişkisi var. Heterotopyalar
dediğimiz mekânlar bir toplum tarihi boyunca bambaşka biçimlerde işletilebilir.
Her heterotopyanın gerçek bir işlevi vardır. Hapishaneler, akıl hastaneleri ve
mezarlıklar dahi birer heterotopyadır. Sanatçının ‘Bellek Mekânları’ adını
verdiği gravürlerdeki mekânlar ya da mimari yapılar birer heterotopya. Gravür çalışmalar arasında doğrudan gözümüze
çarpan ‘Haydarpaşa Garı’ bir heterotopya olduğu için tarih boyunca bir
işlevselliğe sahipti. Fakat Haydarpaşa Garı bugün çatısız bırakıldı. Yukarıda
da belirttiğimiz gibi heterotopyalar tarih boyunca bambaşka biçimlerde
işletilebilir. İçinde bulunduğumuz zamana uygun olarak başka işlevler
görebilir. Tıpkı bugün Haydarpaşa Garı’nın başına gelenler gibi. Bugün gar bir
otel ya da alışveriş merkezine dönüşmeyi bekliyor. Gravür bir çalışma olan tank bizlere kışlayı
yani bir heterotopik bir mekânı hatırlatıyor. Diğer bir gravür çalışma ise
Dolmabahçe Sarayı. Kâh farklı nesnelerin kâh mimari yapıların bellek mekânları
bizlere heterotopik mahalleri işaret ediyor. Zamanın birikimine bağlı olan bu
heterotopyaların birbirlerine bağlı olması gerekmez. Aksine bu uyumsuzluk başta
açıklamaya çalıştığımız Ortaçağ’daki mekân algısından bir kopuşun kanıtı
gibidir. <br />
Sanatçının ‘Tarihin Ağırlığı’ (The Weight Of History) adını verdiği çalışma
heterotopyalarla sınırlanmış bir çağın dışavurumu gibi. Kentsel dönüşümle
mimari yapıların çizdiği sınırlarla yani heterotopik yapıların kuşattığı
hapishane bir dünya. <br />
‘…Gibi hissetmek’ videosunda ise bir simülasyonla karşılaşıyoruz. Video bir
parkta çekilmiş bir görüntüyle, yeşil ekranda çekilmiş başka bir görüntünün
birleşiminden oluşuyor. Karşısında hareketsiz bir doğa manzarası olan adam
yerden bir şey alıp gerçekliğe doğru fırlatıyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Fırlattığı
şey görüntüye çarptığı zaman görüntüde bir rezonans oluşuyor. Fakat aslında o
rezonans adamı etkilemiyor çünkü doğa görüntüsü simülasyonun kendisi. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Videoda
asıl dikkat çeken manzaranın bir simülasyon olmasına rağmen adamın eylemi
tekrar ediyor olması. Sanatçının düş gücünü kullanarak video üretimine
girişmesi serginin en etkileyici yanlarından biri. Dış mekân adını verdiğimiz
heterotopyaları irdeleyip ardından böyle bir video üretimini görmek sanatçının
güncelle sıkı sıkıya ilişki kurduğunun kanıtı. <br />
<br />
<b><i>İç
Mekân: Bir Evin Topoğrafyası</i></b><o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif";">‘Bellek
mekânları’ ya da heterotopyalara giriş yapmadan önce Foucault’nun mekânı 2’ye
ayırdığından bahsetmiştik. ‘Dış mekân’ ve ‘İç mekân’. Dış mekân heterojen
mekânlardır yani sık kullandığımız kavram: Heterotopya. Peki ya iç mekân? <br />
Gaston Bachelard dev yapıtı ‘Mekânın Poetikası’nda iç mekânların boş bir mekân
değil, baştan sona niceliklerle dolu ve belki de hayali bir mekân olduğunu
belirtir. Bachelard şöyle devam eder: ‘İç mekânlar temel idrakımızın,
rüyalarımızın ve ihtiraslarımızın mekânları. <br />
Bu mekânlar bazı içkin özellikler taşırlar: Bir hafif, uçucu, şeffaf mekân
vardır, bir de karanlık, pürüzlü, bastırılmış mekân. Yukarıdan bir mekân ya da
tam aksine çamurlu, aşağıdan bir mekân.’
Bachelard’ın iç mekâna dair bu analizlerinden bahsetmemin sebebi
sergideki ‘4/12: Bir Evin Topoğrafyası’ bölümü. Artık heterotopyalardan iç mekânlara
bir geçiş yapabiliriz. <br />
Ev bir iç mekândır. Ev kimimize göre bir mutluluk mekânı kimimize göre eski
anılarla dolu, küf kokan, karanlık bir mekân. Her ne olursa olsun ev yine de
bir aidiyeti, kimliği temsil eden özerk bir alan ya da bir iç mekân. Evde ömür
boyu bize eşlik edecek neşe, huzur, mutluluk imgelerimizin olduğu kadar bir
zamanlar kurtulmak için can attığımız, iç sıkıntılarımızı yansıttığımız bir iç mekân
olduğunu da unutmamamız gerekir.<br />
Çağrı Saray’ın ‘4/12: Bir Evin Topoğrafyasında’ diş fırçasının olduğu bir
çalışma var. Çalışmanın yanında kulaklığı taktığımız zaman şöyle bir ses
yankılanır: ‘Dişlerini fırçalamadan yatamazsın.’ Belirttiğimiz gibi ev her
zaman bir mutluluk mekânı değildir. Ev, çocukluğun sınırlarıyla,
olanıksızlıklarıyla, hareketsizliğiyle kuşatmış olabiliyor. Tıpkı kulaklıktan bize
doğru gelen otoriter seste olduğu gibi: dişini fırçalamadan yatamazsın. <br />
Sergiye yansıyan çocukluktan kalma eve yansımış yığınla nesne var: Oyuncaklar,
gözlük, gözlük kabı, gazete küpürleri, kitap sayfaları, cetvel, kaset, çocukluk
fotoğrafları… Ya da Tezer Özlü’nün tarifi gibi ‘orta sınıf evlerinin ağır ve
bunaltıcı havası’. <br />
Kimi nesneler sanatçının zihninde yer etmiş, sıkıntılarının alacağı biçimi
belirlemiş şeyler: Üzerinde ‘dört göz’ yazan gözlük kabı. <br />
Yine ‘4/12: Bir Evin Topoğrafyası’ projesinin bir parçası olan ‘Denizden Eve
282 adım’ adlı kâğıt üzerine desen çalışması karşımıza çıkıyor. Kâğıt üzerine
çizim biçiminde pek çok çalışma da mevcut. Bunlardan birisi ‘Okulu ölçmek’.
Okul bir heterotopya olmasına rağmen kişisel bellekte yer ettiğinden dolayı
zaman zaman evin içine de yansır. <br />
Heterotopyadan yani dış mekândan iç mekân olan eve… Kişiyi kuşatan mikro tarih,
yapılar… Şimdi serginin diğer bölümlerine geçelim. <br />
<b><i><br />
Duyulurun Paylaşımı: Demokrasi Stratejileri ve Ev’de Devrim <br />
</i></b><br />
Yazıya başlarken Ranciere’in ‘duyulurun paylaşımı’ kavramını kilit kavram
olarak nitelemiştim. Kavram ‘genel yapıp etme tarzları’, ‘aşkınsal kategoriler’
gibi genel-geçer ifadeler içeriyor. <br />
Serginin ‘Demokrasi Stratejileri’ bölümünde kâğıt üzerine desen olan bir
çalışma ‘duyuların paylaşımı’ kavramındaki genel-geçer ifadeleri daha mikro bir
seviyeye indiriyor ve kavramın içini bütünüyle dolduruyor. Çalışmada yırtık
bayrağın köşesinde duran şöyle bir ifade var: ‘Not need a savior at this time’
(Şu an bir kurtarıcıya ihtiyaç yok). İşte bu ifade duyulurun paylaşımı
kavramındaki genel yapıp etme tarzları ve temsiliyet gibi aşkınsal kategorilere
karşı bir duruş. <br />
‘Evde Devrim’ adlı çalışması ise bir video projeksiyon. Çalışmanın metninde şu
ifadeler var: <br />
‘ Evin penceresinden gözüken şehrin yanış anı, dünyada beş farklı yerde
gerçekleşen protesto seslerinin bir arada duyulduğu Evde Devrim çalışmasında
görselleştirilir. Sahnede yer alan pencere, özel alanla kamusal alan arasındaki
ayrıma işaret eder. Çalışmada yer alan sandalyelerde kimse olmamasına karşın
izleyici sanki evin içinde kalmaya zorlanır.’ <br />
‘Evde Devrim’ adlı çalışmayı ‘duyulurun paylaşımı’ kavramıyla düşündüğümüzde
sanatçı özel alan ile kamusal alan arasındaki ayrıma işaret ediyor. Video
projeksiyonda ayrı bir mekân yaratılıyor. Böylelikle heterotopik mekânların
varolduğu bir dünyada daha demokratik mekânlar yaratmaya olanak sağlıyor. <br />
‘Demokrasi stratejileri’ ile ‘Evde Devrim’adlı çalışmaları beraber incelememin
sebebi her iki çalışmanın da birbirini tamamlaması. Bir yandan geleneksel
politikanın tüm temsiliyetçi biçimlerine karşı bir eleştiri varken diğer yandan
özel alan ile kamusal alan arasındaki ayrımı işaret eden ve doğrudan demokratik
alanlar inşa etmeye olanak sağlamaktadır. <br />
<br />
<b><i>Sanatın
Politikasını Kurmak<br />
</i></b>Heterotopya adını verdiğimiz dış mekanlar, iç mekanlar olarak
adlandırdığımız ev, politikanın temsiliyetçi biçimleri, kamusal alan ile özel
alan arasındaki ayrıma işaret eden video projeksiyon… Çağrı Saray ‘Eksilen
Zaman’ sergisinde ‘duyulur’ olanı yeniden tanımlamaya çalışıyor. Fakat
sergisinde duyulur olanı ortaya çıkarırken tek bir görüngü içinde kalarak
değil, farklı sanatsal üretimler içinde geziniyor (Kağıt üzerine desen çalışmaları,
video çalışmaları, gravür gibi). Böylelikle sanatın politikasını kurmak için
karşı konulmaz bir olanak sağlıyor. <o:p></o:p></span></div>
İlker C. Binerhttp://www.blogger.com/profile/13679879014355080032noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3401401850790976426.post-44484865616255357382015-07-31T02:14:00.002-07:002015-07-31T02:14:46.688-07:00Düşlerin politikası: Başka bir dünya <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfzc4cmFDnpO9NDGnBBLjbpsZY_AivfsWHExIbOJLbRY88LWsZ25WXfv-1DO86j9wori1W1DfkfdBEgjM1YB9K-TE7O4F6SsbFfWptfYP2f2x7K_rx6FJ4VrhztBswrtnuwLrTloYtkQo/s1600/ali_emir_tapan_.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="239" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfzc4cmFDnpO9NDGnBBLjbpsZY_AivfsWHExIbOJLbRY88LWsZ25WXfv-1DO86j9wori1W1DfkfdBEgjM1YB9K-TE7O4F6SsbFfWptfYP2f2x7K_rx6FJ4VrhztBswrtnuwLrTloYtkQo/s320/ali_emir_tapan_.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">(İstanbul Art News-Nisan 2015)<br /><br />Her kitapevinde mutlaka ‘kişisel gelişim’
kitaplarına ayrılmış raflar vardır. Kişisel gelişim raflarındaki kitaplar
bizlere ‘pozitif yaşamı’, ‘başarılı yaşamı’ ya da ‘doğru yaşamın püf noktaları’
nı anlatmaya çalışır. Oysa yaşamı bir takım formülasyonlara (pozitif, doğru ya
da başarılı yaşam gibi) bölerek nesneleştiren bu anlayış insanı daha da mutsuzluğa,
endişeye sürükler. Peki ya sosyal medya? Sosyal medyada da ünlü sanatçıların,
filozofların, iş adamlarının ya da siyasetçilerin yaşama dair aforizmaları sıkça
paylaşılıyor. Bu kez yaşam belli formülasyonlara ayrılmıyor ama beş, altı
cümlelik aforizmalarla mı yaşam öğrenilir? <br />
Soruyu daha da genişletelim: Yaşam öğrenilir mi? <br />
Jacques Derrida Marx’ın Hayaletleri adlı eserinin giriş cümlelerinde şöyle der:
‘Yaşamayı öğrenmek. Tuhaf slogan. Kim öğrenecek ki? Kimden öğrenecek? Yaşamayı
öğretmek, tamam da kime? Bunu bilen olacak mı hiç? Yaşamayı acaba bilecek
miyiz? Herşeyden önce de yaşamayı öğrenmenin ne demek olduğunu acaba bilecek
miyiz?’ <br />
Derrida’nın sorduğu bu kocaman sorular kendi içinde insanlığın asırlardır
cevaplayamadığı sorular. Kitabın ilerleyen sayfalarında Derrida ‘yaşamı
öğrenmek’ ile ‘yaşamayı öğrenmek’ arasında bir sınır çizerek yaşamayı
öğrenmekten bahseder. Şöyle devam eder: ‘ Yaşamayı öğrenmek hala gerçekleşmeyi
bekleyen bir şey ise yalnızca yaşam ile ölüm arasında gerçekleşebilir. Ne tek
başına yaşamda ne de tek başına ölümde gerçekleşebilir.’ <br />
Sonunda Derrida hayaletlerin ancak ve ancak bizlere yaşamı öğreteceğini söyler.
Kimdir bu hayaletler? Derrida neden hayaletlerden bahsetmişti? <br />
1993 yılında ‘Marx’ın Hayaletleri’ni yazan Derrida 8 yıl sonra Frankfurt’ta
Adorno Ödülü’nü aldı. Ödül konuşmasında Derrida bu sefer bir ‘düş görücü’den
bahseder. Derrida’ya göre bir düş görücü düşlerin resmini yapabilir. Uyku ile
uyanıklık arasındaki sınırı en iyi düş görücü bilir. <br />
Şimdi tekrar başa dönelim: Yaşamayı bizlere en iyi anlatan hayaletler. Çünkü
yaşam ile ölüm arasındaki sınırı en iyi anlatan hayaletlerdir. Bir de düş
görücü var: Düşleri uykudayken resmedebilen uyanıklığın bilinciyle düşlere
ihanet etmeden düşleri anlatabilen bir düş görücü. <br />
Neden bu kadar uzun bir giriş yaptığımı izah edeyim. Yaşam ile ölüm arasındaki sınırı, uyku ile
uyanıklık arasındaki sınırı en fazla sanatçı anlatabilir bize. Yani sanatçı hem
düş görücü hem hayalet. İşte Ali Emir
Tapan yeni sergisinde hem düş görücü hem de yer yer hayalet görevini
üstleniyor. Bu Tapan’ın Galerist’teki
ikinci kişisel sergisi. Sergi 27 Mart-25 Nisan tarihleri arasında Galerist’te. <br />
Serginin adı ‘Başka bir dünya var.’ <br />
Şimdi sanatçının bu sergide neden hem hayalet hem de düş görücü olduğunu biraz
açmak isterim. <br />
Serginin girişinde karşımıza çıkan ve duyulmayan bir şarkının ritmiyle hareket
eden bir metronomla karşılaşıyoruz. Bu metronom Ali Emir Tapan’ın sunduğu olası
bir evrenin kalp atışını simgeliyor. Duyulmayan bir şarkının ritmi ve
sanatçının sunduğu olası bir evrenin kalp atışlarının Orpheus’un hikâyesini
andırdığını söyleyebiliriz. Çünkü hikâyede Orpheus geriye bakar; ölüm eşiğini
aşıp Eurydike’i bütün görünmezliğiyle görmek, onun karanlık belirsizliğine
biçim kazandırmak ister. Tıpkı Orpheus’taki gibi sanatçının ötekinin
karanlığına duyduğu bu arzu serginin girişinde karşımıza çıkıyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Serginin girişindeki Orpheus çıkmazından sonra 19.yy.’dan
kalma bir sirk topuyla karşılaşıyoruz. Bu sirk topu Çarlık Rusya’sından kalma.
28 cm.lik bir bakır top. Ali Emir Tapan bu 19.yy.dan kalma bakır sirk topunun
büyütülmüş bir replikasını bu ilüzyon dünyasından çıkarıyor. Sirk topuna eşlik
eden, sanatçının nefes alma hızıyla eşzamanlanmış olan ışıklar, yaşayan bir
heykel hissiyle, yarı organik yapıya dönüşüyor. <br />
19.yy.dan kalma bakır sirk topu ölü bir çağa ait. Bir sanat eserinin binlerce
yıl önceye dönmesi bellek ötesi bir anı yakalaması demektir. <o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Tapan burada hayalet görevini üstleniyor ve gelecek
kuşaklardansa ölülerin diyarına gidiyor. Tam da bu yüzden sanatsal edimini
gerçekleştiriyor ve zamanın derinliklerinde bir yerde sonsuzda duruyor. <br />
Sergide ilerledikçe Ali Emir Tapan’ın sanat ediminin insanlardan çok nesneleri
kapsayabilen bir arayış olduğunu fark ediyoruz. Çünkü içinde yaşadığımız
dünyaya ait olma isteği ve iç güdüsüyle nesnelere metaforik bir bakış açısıyla
yaklaşıyor. Mesela bir değişim ve gizleme aracı olan peruğu işlevselliğinden
uzaklaştırırak estetik formlar yaratıyor. Bu peruklar yapay değil. Farklı
renklerde insan saçları, çocuk saçları. Yine araba camını çatlatarak o camlara
belirli formlar veren çalışmalarla karşılaşıyoruz. Sanatçının farklı nesnelere
boyutlar kazandırması insanın bu dünyadaki yaralı yalnızlığının yansıması gibi.
Araba camlarını çatlatmak, perukları işlevselliğinden uzaklaştırmak sanatçının
nesnelerle ilişkisini tanımlıyor. Tapan böylelikle insan ve nesneyi de
ortaklaştırarak yalnızlığı vurguluyor. Yazının başında da dediğim gibi sanatçı
aynı zamanda yalnızlığı vurgulayan bir düş görücü. <br />
Serginin bir diğer yüzünde yarı yabani atların olduğu bir video çalışması
var. Sanatçı ilginç video çalışmasında
tarih boyunca insan ve hayvan terimleri arasında kurulan karşıtlığı sorguluyor.
Bu bağlamda sanatçı şöyle bir soruyu soruyor: komünal yarı domestik hayvanlar
düşünen hayvan olan insanın projeksiyonu mu? <br />
Ali Emir Tapan’ın sergisindeki çalışmalar birbirinden farklı gibi dursa da
birbirinin içine sızıyor. Bu sızmalar farklılıkların etkin olduğu başka bir
dünyayı yaratıyor. Geçmişe yüzünü dönüp aynı anda nesneleri farklı bakışlarla
dönüştüren sanatçının dünyası görülmeye değer. <br />
Sanatçının başta sorduğum ‘Yaşamayı öğrenmek nedir’ sorusuna cevabı: ‘Başka bir
dünya var’.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<o:p></o:p>İlker C. Binerhttp://www.blogger.com/profile/13679879014355080032noreply@blogger.com0